29 EKİM CUMHURİYETİMİZİN 101.KURULUŞ YILDÖNÜMÜNÜ GURURLA ŞEREFLE KUTLUYORUZ…

Haşmet GÜRBÜZ 28 Ekim 2024

29 EKİM
CUMHURİYETİMİZİN 101.KURULUŞ YILDÖNÜMÜNÜ GURURLA ŞEREFLE KUTLUYORUZ…

Osmanlı’nın son döneminde çöken devlete çare bulmak için yönetim şeklinin değişmesi yönünde fikirler ortaya çıktı.
Bunlar arasında meşrutiyet en kabul edileniydi.
Subaylar, üniversite öğrencileri yaptıkları toplantılarda meşrutiyet idaresini İkinci Abdülhamid’e nasıl kabul ettireceklerini tartışıyorlardı.
İttihad Terakki Cemiyeti, 1908’de meşruti yönetimi tekrar yürürlüğe soktu.
1909’da İkinci Abdülhamid’i tahttan indirdi.
Yönetimi ele aldıklarında imparatorluk 5 milyon kilometrekareden fazlaydı. İttihadçılar, vatanseverdiler, iyi niyetliydiler, çöken imparatorluğu kurtarmak istiyorlardı, ancak genç ve tecrübesizdiler.
Bu yüzden 10 yıl olmadan imparatorluk toprakları inanılmayacak ölçüde küçüldü..
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından çok önce Cumhuriyet fikrini benimsemişti, 1919 yılında zaten bu kararı almıştı.
Kurtuluş savaşının ardından başlayan süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti, 23 Nisan 1920’de kurulmuştu. Millî egemenliğe dayalı bir devlet olan TBMM Hükûmetinde bakanların seçiminde adayları gerekli oyu sağlayamıyordu.
Nitekim Erzurum Kongresi’nden üç gün önce 20 Temmuz 1919’da yanında bulunan Mazhar Müfit’in (Kansu), “Milli Mücadele’nin muvaffakiyete ulaştığı takdirde hükümet şekli olarak ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki sorusuna, “Şekl-i hükümet zamanı geldiğinde Cumhuriyet olacaktır” cevabını vermişti..
Vatan toprakları her türlü ihanete uğramaktaydı.
Nâzım, o günler için “Ateşi de, ihaneti de görmüş bir milletiz” diyor.
Bütün bu ağır dış ve iç koşullara rağmen gür sesiyle ilk günden itibaren Mondros’a karşı çıkan, ulusun başına neler örülmekte olduğunu haykıran bir Mustafa Kemal vardı.
Askeri ve siyasi dehasıyla Anadolu ihtilalini gerçekleştiren ve beş yıl süren müthiş bir mücadelenin sonunda ,Mustafa Kemal Cumhuriyet’i kurdu.
Cumhuriyet toplum içinde yaşayan her görüşteki, her dine bağlı her katmandan her meslekten, her ırktan, her yaştan bir araya gelmiş olan insanların uyum içinde bir Anayasaya bağlı olarak, birbirlerinin özgürlük alanlarına saygı duyarak, hoşgörü seviyesi yüksek sınıf farkı gözetmeksizin yaşam haklarını elinde tuttukları ve bu hak ve özgürlüklerin bir yasama ve yargı organınca koruma altına alındığı bir yönetim biçimidir.
Dünya üzerinde denenmiş en değerli yönetim şeklidir.
O insanların , o şartlar altında büyük bir azim ve kararlılıkla bu rejimi halka kabul ettirmesi ve onlarında içinde olduğu bu yönetim anlayışını halkın büyük bir çoğunluğuyla birlikte kurmaları bizlerin bu günlere özgürce gelebilmemizin tek sebebidir.
Yaşasın CUMHURİYET …
Bayramımız kutlu olsun.
Sevgilerimle…