Özgür İnternet Gazetesi – Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
Halkın Cumhurbaşkanı
ÇALDILAR

SUS EMRİ…

0 5.816

SUS EMRİ…

Çanakkale’nin en kanlı günlerinde göğsüne ve tam kalbinin üzerine bir şarapnel parçası gelmişti.
O sırada Merhum Kütahya savlavı Nuri Conker yanında bulunuyordu.
Parçanın, Mustafa Kemalin göğsüne isabet ettiğini gören Conker:

–“Vuruldunuz!”
deyince Mustafa Kemal elini dudaklarına götürmüş “sus” emrini vermişti.

Bu işaretle, vurulduğunu kumandası altından ki askerinden gizlemek ve muhakkak bir kargaşalığa meydan vermemek olduğunu göstermişti.
Merminin isabet ettiği yerde bulunup onu bu milletine bağışlayan altın saat parçalanmış ve o zaman Osmanlı’da Komutan olan Alman Mareşal Liman Fon Sanders, bu enkazı mukaddes bir hatıra bilerek Mustafa Kemal’den almış ve saklamıştır.

***

Sakarya Muharebesinde idi.
Karadağ denilen bir tepeyi at ile tırmandıktan sonra hayatında daima yakın bir arkadaşlık ettiği sigarasını yakmak için bir kibrit çaktı.
At ürktü…
Evvela geriye çekildikten sonra bir hamle yapması, Atatürk’ün kollarına geçirdiği dizginlerin kurtulmasına ve taşların üzerine sol üstü yuvarlanmasına sebep oldu.
Akabinde ve süratle yeniden atına atladı.
Polatlı karargahına uğrayıp Ankara’ya döndü.
Doktorlar kaburga kemiklerinin kırılmış olduğunu ve katiyen muharebeye bu halle iştirak edemeyeceğini beyan ettiler.
O bir “sus” işareti ile gizler gibi;

–“Ben muharebeden sonra iyi olacağım.” dedi.

Ve tekrar atına atlayıp, yirmi iki gün sarılı kaburgayla harp sahasında kaldı.

***

Son hastalığı esnasında, Fransız profesörlerinden Dr. Fisenjer ile aralarında şöyle bir muhabere geçmiş.

–“Dr. Hastalığım nedir?”

–“Başkan,
memleketiniz güzel, ordunuz mükemmel, silahlarınız kafi ve modern. Harptesiniz.
Fakat erzak deponuzda istihsal makinesi bozulmuştur.
Siz bu vaziyette ne karar verebilirsiniz.?

–“Gayet basit.
Düşmana taarruz eder, levazımatını alır, millete, orduya tevzi ederim.
İnşallah bu işte de muvaffak olursunuz.”

Profesör, gözlerindeki derin ve acı manayı gizlemeye çalıştı, bu konuşmadan daha
sonra Dr. Fisenjer’in bu hastalık hakkında bir kitab yazmış ve bir tercümesi de Büyük Şef’e verilmişti.

Başından sonuna kadar gayet büyük bir dikkatle okuduğu bu eserde, hastalığının vahametinin dudak veya burun kanamakla olduğunu öğrenmişti.
Büyük Komutan; bir toplantı esnasında dudağının iç tarafından bir tükrük fırlayışı hissetmişti.
Bunun kan olduğunu gördü.

Ve bu kitabı beraber okuyanlardan biri yanında bulunduğundan zarif parmağını dudakları üzerine dokundurup göz ucu ile bakmış ve;

“Sus,” demişti.

Çünku o dönem Hatay Konusunda Fransa ile savaşın esiğindeydik.
Kemal hasta mı değilmi diye haberler çıkıyordu Fransız basının da, ve hastalığını gizlemeliydi.
Doktorların bütün uyarılarına rağmen hasta hasta Konya’ya oradan Mersin’e, sonra Hatay sınırına geçti.
Saatlerce Askeri Manevraları ayakta denetledi.
Dünya’ya mesaj verecekti ve verdi de…
Hatay bu şekil de vatana katıldı ama hayatını da feda etmis oldu…
Bir daha asla toparlanamayacaktı.

Bu üç *”sus”*,
Atatürk’ü anlatmak için muhteşem kelimelerdir ki mahiyetlerinde engin bir kudretin hadiseleri yatar.

Kaynak: Beyaz kitap Kemal Atatürk,
Haluk Cemil Tanju. 1939

 

 

Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar

 

 

 

 

 

 


EGEDE YAŞAM  :::  Özgür İnternet Gazetesi

Halkın ve Sadece Haklının Yanında…

0 0 votes
YAZI PUANI
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x