Siyasetin kelime olarak anlamı, Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıdır.Eş anlamı ise politikadır. Dolayısıyla, ülke yönetimine talip siyasilerin öncelikle görevlerinde , her türlü bireyci zihniyetten uzak, şövenist duygulardan ve ön yargılardan arınmak , dil,din,ırk ve mezhep gibi insan tarifi üzerinde rencide edici,bölücü ve aşağılayıcı kavramları reddederek, demokrasiyi inşa etmek ve geliştirmektir. Dahası; Cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkmak, Çağdaş, laik ve demokratik bir devlet yapısını kurmaktır.Bu nedenle siyasiler, demokrasinin vaz geçilmez unsurları olan, siyasi partiler kanalıyla iktidar olma ve devleti yönetme işlerine talip olurlar.Bu vesile ile de, ürettikleri politikalar ve oluşturdukları parti programları ülkenin sosyo-ekonomik ve sosyo kültürel yapısıyla örtüşmek durumundadır. Aksi halde ayakları havada kalır. Yukarıda ülkemizin durumuna göre nasıl bir politika izlenmesi gerektiği çok açık vurgulanmıştır.Ancak bu güne kadar tam tersi uygulandığından, Ne demokrasi, ne Cumhuriyetin kazanımları, ne insan hakları kalmamıştır. Geldiğimiz nokta çok karanlık ve vahimdir. Arzu edilen siyaset-politika türü 1923-1938 arası yaşanmış, ancak devamı getirilememiştir. Çünkü o dönemin siyaset ekseninde, vatan vardı. Kalkınma ve çağdaş medeniyet seviyesini yakalama azmi vardı. Cumhuriyet ve devrimleri başarıya ulaştırma anlayışı vardı. Demokrasi ve özgürlükleri geliştirme anlayışı vardı. Ve en önemlisi, “ TAM BAĞIMSIZLIK “ anlayışı hakimdi. 1946’lardan beri ülkeyi yöneten emperyalist işbirlikçi, sağcı faşist yönetimler, sadece ülkeyi dışa bağımlı kılmakla kalmadılar, bizleri siyaseten böldüler, parçaladılar,ülkeyi ve kaynaklarını yandaşlarına ve yabancılara peşkeş çektiler. ABD’nin ülkemizdeki hakimiyeti, Cemaatlerin düşüncesini “İKTİDAR” kıldı. Önümüzde “YEREL ve GENEL” seçimler var. Ey aydınlar, İlericiler, Devrimciler, Demokratlar, Sosyal Demokratlar sözüm sizlere.Kendinize hangi sıfatı yakıştırıyorsanız yakıştırın.! Ama aklınızı başınız alın. Ülke elden gidiyor demiyorum, çünkü ülke elden çoktan gitti. Kendiniz için olmasa da, geleceğiniz için, başımızdan bu belanın gitmesi için, gelecek, geçmişin kötü mirası üzerine kurulmamalıdır. CHP. si açısından gelecek, sosyal Demokratların ve Devrimcilerin inşa edecekleri Türkiye olacaksa, Cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkma olacaksa, Laik, çağdaş ve Tam bağımsız Türkiye olacaksa, önünüzdeki tarihi görev “ SOL DA BİRLİK” olmalıdır.Bunun önemine inananlar koşulsuz olarak “BİRLİK” için çalışması gerekir.Önemine inanmayanların nereye hizmet edecekleri çok açıktır. Halkımız 70 yıldır iktidar olma özlemini çekmektedir.Solda birlik meselesinde Sosyal Demokratlarda çok ilkeli ve duyarlı davranmak zorundadır.Ancak Birlik meselesi sadece CHP.sinin sorunu değildir.Bu günkü gerici ve Faşist anlayıştan kurtulmak için BİRLİK şarttır. Soldaki partiler ve kuruluşlar daha sonra CHP. si ile sorunları varsa gündeme getirsinler.Ama bu gün Emperyalizmin “BÖL,PARÇALA YÖNET” oyununa gelmesinler.
Gazi KESKİN
Araştırmacı Yazar-Şair-Gazeteci
EGEDE YAŞAM
Özgür İnternet Gazetesi – Halkın Yanında
egedeyasam.net
egedeyasam.com