BİZ KİMİZ ?-5

Adına ”küresel güç” denilen bu karanlık güçlerin, Dünya üzerinde özel üsleri vardır Pinegap portorika, Ant dağları ,serengeti coğrafyası gibi yerlerde çok özel gizli bölgeleri vardır.
Özellikle Antartika da çok gizli üsler ve dünya dışına çıkış portalı kapısı vardır,buradan sadece izinli olanlar girip çıkabilir,sıradan insanlara asla izin verilmemekte kaçak girmeye kalksanız bile sonuç ölümdür.
Peki bu yaratıklar ne istiyorlar ? Bunların amacı nedir ?.
Çok eski yüzyıllardan beri almış oldukları kararlara göre önce İnsan nüfusunu azaltmak,ve süregelen savaşlar hastalık ve kıtlıkla insanların yaşam haklarını elinden almak .
Peki Marduk bunda başarılı olacak mı ?
HAYIR .21 Aralık 2012 yılında Mayaların takviminin sonlanması bir son değil yeni bir başlangıç olarak görülmelidir, bu zaman içinde çok özel bir titreşimle GAMA ışınlarıyla Galaktik merkez tarafından, İnsanlığa yepyeni bilgi akışı sağlanmaya başlamıştır.
Günümüzde tüm bu bilinmeyenleri gün ışığına çıkaran işte bu bilgilerdir.
Ben 2012 yılında yazmış olduğum köşe yazımda yepyeni bilgi ve teknoloji çağına geçiş olduğunu yepyeni bir çağın başlangıcı olduğunu Dünya üzerinde ki İyilik ve Kötülük arasında ki savaşın sürdüğünü ve uzun bir süre alacak olan bu savaşların zamanla yerini HUZUR VE SEVGİ ye bırakacağı ve İnsanlığın daha akıllı daha verimli bir yaşama pozitif enerjiyle ve negatif güçlerden ve varlıklardan kurtularak geçiş yapacağını bildirmiştim,yeri gelmişken bunu bir kez daha tespit etmek istiyorum.
ÖLÜM BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR, BİNEK OLARAK KULLANDIĞINIZ BEDENİNİZDEN KURTULUP ÖZGÜR BİR SÜVARİ OLARAK YENİ BEDENLERE VE YOĞUNLUKLARA YOL ALACAĞINIZ BİR KAPININ AÇILIŞIDIR.
Çok basit bir örnekle açıklayım sana, İnsan nasıl ki bir odaya hapsolduğu zaman o odadaki pencere vasıtasıyla çevresini görebilme kabiliyetine sahipse,odadan çıkmadan pencerenin dışındakilerden bihaber yaşıyorsa,Ruh ta bu bedende hapsolduğu için dış dünyayı sadece bu bedenin gözleri vasıtasıyla görebilir,oysa Ruh’un her şeyi görme kapasitesi akıl almaz boyutlardadır, gözle göremediklerini de görür ve hisseder ama tek bir şartla bu hapishaneden kurtulup çıktığı zaman, işte bu ‘Suvari (ruh) bu Bineği(beden) terk edince muhteşem bir güzelliğe ve mutluluğa kavuşur.
Bu bağlamda asla ölümden korkmayın,aslında tüm korkularınız sıkı sıkıya bağlı kaldığınız maddi alemin fiziki zevkleridir,bu korku, evinizi arabanızı,eşyalarınızı, akrabalarınızı bırakıp gitme korkusudur,oysa ki tüm bunlar size bir fanus içinde sizin yarattığınız düşüncelerinizle verilen ama aslında hiç olmayan deneyim araçlarıdır.
Kızılderililerin ölüme bakışı !.
Kızılderili ırkının çok özel bağlantılarının olduğu 3.göz dediğimiz EPİFİZ Bezinin açık olduğu bunun insanoğluna bahşedilen en önemli organ olması ve boyutlar arası varlıklarla temasa geçme kapısı olduğunu belirtmek isterim bu bizlerin geniyle oynanarak günümüzde de yediklerimiz ve içtiklerimizle bu organın köreltildiği bilinç düzeyimizin bu sayede düşük seviyede çalışması sağlandığı ve Dünya dışı denilen varlıklarla temasa geçmemizin engellendiği doğru ve bilimsel bilgileri kullanmamızın istenmediği, artık bilinmektedir.
Son bilgilere göre artık bu bezin peşinde koşmaktan kurtulmanız gerektiği çünkü bunun açılmasının, henüz hazır olmadığınız astral varlıklarla karşılaşma olasığınızı yükselteceği için onlarla başedebilme yolunu bilmeden sizi çok zorlayacak olmasıdır.
Açomavi yerlisi bir arkadaşını bir gün Berkeley de ziyaret eder ve ona şu konuşmayı yapar.
Herşey canlıdır der, ağaçlar yaşar, taşlar, dağlar ve su da. Her şeyin içinde hayat vardır.
Sizler taşı ölü zannediyorsunuz, ama o yaşar. Seni ziyarete geldiğim gün çevrede olan her şeyle konuştum.
İlk gece yatmaya gitmeden önce evin arkasındaki ağaçla konuştum.
Balkona çıktım ve tütünümün dumanını ona üfledim. Onunla konuştum, dedim ki; ‘ Ağaç, bana zarar verme,kötü niyetli değilim ve buraya kimseye bir zarar vermek için gelmedim. Ağaç, benim dostum ol.’ Senin evinle de konuştum. Evinin de bir canı var, o da herhangi birisi. Sen onu bir amaçla yaptın ve senin evin bir birey.
Burada yabancı olduğumu biliyordu. Ona da tütünümün dumanını üfledim ve dedim ki:
‘ ‘ev, sen benim dostumun evisin, bana kötülük yapamazsın.’’
Arkadaşımı ziyaret ettiğim sürece lütfen hastalanmama veya ölmeme izin verme,başıma bir uğursuzluk gelmeden kendi yurduma dönmek istiyorum.
Kimseye bir kötülük yapmak için gelmedim, aksine bütün dünya mutlu olsun isterim.
” Ev, beni korumanı rica ederim.’’ İşte böyle söyledim.
Mutlaka göremediğim daha birçok şey, gece beni gözetlemiştir…
Mutlaka bizim gibi onlar da, taşlar,ağaçlar ve dağlar da kendi aralarında konuşuyorlardır.
Eğer dikkatli dinlersen gece dışarı da onların konuşmalarını duyabilirsin.
Geldiğim ilk gün bütün buradaki canlıların hepsinin bana baktığından hiç şüphem yok.
Belki de demişlerdir ki; ‘Nasıl bir adam bu?
Şimdiye kadar hiç görmediğimiz bir yabancı, ama hiç olmazsa nazik birisi.
Bize dumanını üfledi ve selamladı.
Mutlaka dürüst, temiz bir adamdır. Başına bir kötülük gelmemesi için onu korumalıyız.’
Onlar yaşama ölüm gerçeği kadar bağlıdır,bizim geçiştirdiğimiz her türlü obje onlar için birer ayrılmaz parça ve onların ruhunu titretiyor, işte bu yüzden Yaşama,doğum ve ölüme verdikleri anlamlar törenler çok manalı.
”Ölümsüzlük” kitabımda bu konuyu daha net işlemiştim, dileyenler okuyabilirler.
Şunu hepimiz aklımızdan hiç çıkarmamalıyız ki,
Bizler sadece ama sadece bu yaşama bu bedenlerimizde bir deneyim içinde davranışlarımızı kontrol ederek farkındalık adına gönderildik.
Sadece yeme içme zevk almak için burada olmadığımızı lütfen idrak edin.
Bir bineğe sürüldük
Ete kemiğe büründük
Can ateşinde yandık
Boş alemde avunduk.
(özlü sözlerimden biri.)
Her şeyin en doğrusunu ”Kadir-i mutlak” bilir.
Sevgilerimle..

Haşmet GÜRBÜZ
Genel Sanat Yönetmeni

EGEDE YAŞAM  :::  Özgür İnternet Gazetesi

Halkın ve Sadece Haklının Yanında…

YAŞASIN CUMHURİYET…