Özgür İnternet Gazetesi – Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
Halkın Cumhurbaşkanı
ÇALDILAR

Asrın Depremini Yaşadık; Türkiye’yi Japonya ile Kıyaslamayalım…

0 14.606

Asrın Depremini Yaşadık; Türkiye’yi Japonya ile Kıyaslamayalım…
Bu sözler ne kadar Gerçekçi:
Japonya kadar olabilmemiz için daha çok hurafelerden uzaklaşıp, bilimsel çalışmalara önem vermemiz lazım.
Japonya’yı geçelim, Amerika kıtasının en fakir ülkelerinden
Şili kadar da mı olamıyoruz?
Şilililer; Maraş depreminin 30 katı büyüklüğünde (9.2) şiddetinde “3” dakika süren büyük depremi 500 can kaybıyla atlattılar.
Biz 7,8 ve 7,6 şiddetinde iki depremle onbinlerce insanımızı yitirdik.
Niçin mi???…
Yetkililer Diyorki;
Eski binalar yıkıldı..?
Evet ama yeni yapılan bir çok rezidans, lüks binalarda yıkıldı.
Bunların hepsini sorgulamalıyız.
İlk Soru.
O ESKİ BİNALAR 2023-1999= 24 GEÇEN 24 YILDA NEDEN YENİLENMEDİ?…
1999 depremi olduğunda Türkiye’nin yapı stoğu yaklaşık 14 Milyon konutu içeriyordu.
1999 depremi sonrası yapılan tespitlerde, ülkemizde 20 Milyon İnsanımızın içinde yaşadığı 7 milyon konut RİSKLİ KONUT olarak tespit edildi.
Yapılan hesaplamalarda;
Bu konutların KENTSEL DÖNÜŞÜM maliyeti yaklaşık 210 Milyar dolardı.
Bu konutların yenilenmesi için toplanan yardım ve bağışlar haricinde hükümetçe birde deprem vergisi oluşturulmuştu.
2000-2022 yılları arasında Özel İletişim Vergisi (ÖİV) olarak alınan deprem vergisinden toplanan para 87 milyar 998,6 milyon liraya ulaştı.
Bugünkü kurla yaklaşık 46 milyon dolar.
Toplanan deprem vergisi, bağışlar, yardımlarla birlikte eski konutların bulunduğu yerlerin zemin etütleri yapılıp, zemini uygun olan yerlerde ada bazında çözümler üretilseydi, zemin sıvılaşmadı olabilecek yerlerdeki konutlar yıkılıp, o yerler yeşil alana dönüştürülüp, sağlam zeminlerde konutlar inşaa edilseydi, bu gün yaşadığımız acıları yaşamazdık.
Eski binaların yapımına katkı sağlamak için mülk sahiplerini mağdur etmemek için %10 imar artışı ile ADA BAZINDA kentsel dönüşüm yapılsaydı, geçen sürede yaklaşık 9 milyon yeni konut yapılmış olacaktı.
Yeni yapılan konut sayısı %10 fazla olacağından, bu nüfus artışından doğacak konut ihtiyacını da karşılamış olacaktı. Bugünkü konut stoğumuz yaklaşık 25 milyon.
Gerçek bu iken, yapmadılar.
Gidip boş tarlalara, dere yataklarına, ormanlık alanlara, bataklıklara, hazine arazilerine ya imar çıkartıp , yada imar affı çıkartıp buraların yapılaşmasına izin verdiler, öncülük ettiler.
Neden mi böyle yaptılar:
Şayet eski konutları yıkıp, yerlerine yeni konutlar yapsalardı vatandaşa pay verecekleri için Kar oranları çok yüksek olmayacaktı.
Boş arsaları tercih ettiler ki, katları yüksek olsun.
Burada oluşan yüksek ranttan;
Bakanlık karlı çıktı.
Belediyeler kazançlı çıktı.
Siyasiler yeni rant olanaklarından yararlanmış oldu.
En büyük kazancı ise ; Siyasilerle ortak Müteahhitler elde etti.
Bugün lüks bir binanın inşaat maliyeti yaklaşık 100.000TL/ metrekare
Baktılar ki bu şekilde, kolay ve güzel para kazanılıyor, siyaseti de buradan finanse ederek kazançlarını arttırma yolunu seçtiler.
Bu anlayış; siyasette üretenlerin, fikri olanların değil,
parası olanların hüküm sürdüğü bir alan oluşmasına neden oldu.

ESKİ BİNALARIN YENİLENMEMESİNİN Nedeni İşte Buydu.

Ya Yıkılan Yeni Yapılar:
Bir kısım
Gözü dönmüş inşaat rantiyecileri inşaat kalitesinden çalarak yüksek kar marjı ile sattıkları Konutları insanlara Mezar yaptılar. Bugünün sorumlusu; gözünü yüksek kar hırsı bürümüş tantiyeciler, bunlarla işbirliği yapan, bürokratlar, siyasetçiler ve bunlara göz yuman destekleyen herkes değil mi?…
Evi önceki depremlerde hasar görmüş, ekonomik sıkıntı içerisinde çaresiz o konutta yaşamını sürdürmek zorunda olan vatandaş mı? Onu biçare vaziyette bırakan erk sahipleri mi suçlu?…
Bilim insanları uzun süredir ülkemizin belirli bölgelerinde 7 be üzerinde şiddette deprem olacağı konusunda uyarıyorlardı.
Bilime gözünü kapatan, uyarıları ciddiye almayanların bugün vicdanları sızlıyormu?
Hangi görevde olursa olsun bunlardan mutlaka hesap sorulmalıdır.
Çünkü bu anlayışta olanlar, bilimsel uyarıları göz ardı edenler, İnsanlarımızı ölüme terk ettiler.
Yurttaşlarımıza canları ile, malları ile kendi ihmalkarlıklarının, cahilliklerinin BEDELİNİ ödettiler.
Yalnızca Yurttaşlarımız değil, buna çanak tutan, bu ortamın hazırlanmasına katkıda bulunan
Siyasiler de kendi paylarına düşen bu bedeli ÖDEMELİDİR.
Ödemelilerki; gelecek nesillerimiz böyle can kayıpları yaşamasın, böyle acılar görmesin.
Ancak bu şekilde;
Demokrasi ile, Adaletle,Bilimle
Gelişebilir,
“Muassır Medeniyetler Seviyesine Gelebiliriz”.
Emperyalizme karşı Ulusal Kurtuluş Savaşını Kazanmış bir ülke olarak,
geri kalmış ülke görüntüsü, tarihte bir çok medeniyete beşiklik etmiş ,
Dil- Din- Irk- Mezhep ayrımı yapmaksızın farklılıklarımızı harmanlayıp birleştirmiş Anadolu Topraklarına hiç yakışmıyor.
Dünden ders alarak, bugün yol haritamızı bilimsel verileri baz alarak belirlemeliyiz.
Yurttaşlarımızın yaraların sarılması İçin gösterdiği özveriyi, birlikteliği, siyasetçilerimizde gösterdiği takdirde acılarımızı daha kolay sarıp,
•Yeni Ufuklara Yol Alabiliriz•

 

Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar

 

 


 

0 0 votes
YAZI PUANI
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x