Özgür İnternet Gazetesi – Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
cumhuriyet100

YARATILIŞIN SIRRI …

0 11.614

Çağımızda artık bir takım hurafelerle, dedikodularla fallarla boş işlerle gününü geçiştirenlere bu kısa anlatımlarımı sunmak istiyorum;

İnsanoğlu var olduğu ilk günden bu güne kadar yaşadığı çağda her ne olursa olsun sürekli gelecekle ilgili kaygılarından dolayı geçmişinde yaşadıklarını unutarak sürekli geleceğe kafayı takmış durumdadır, oysa ki bu bilinmeyen durum ister inanın ister inanmayın, bu alemi yaratan gücün tamamen etkisi ve yetkisi altındadır.

Bir takım kehanetler zaman zaman ortaya çıkmış olsa da bunlardan bazıları rastlantısal olarak gerçekleşmiştir, ancak tam anlamıyla ülkelerin ve insanların geleceğini bilebilme imkanı yoktur.

İlk insandan itibaren her topluma her klana peygamberler gelmiş bunlar son peygamberimiz ‘’ Hz.Muhammed Mustafa’’ dahil olmak üzere hiçbir zaman gelecekle ilgili bilgi verememişlerdir, bu ilim yüce yaratıcının katında kendi ilimleri arasında bildirilmeyen ve bildirilmemesinin de isabetli olduğu bir durumdur.

Burada Dinleri tartışmak veya hangi dinin iyi yada kötü olduğunu tartışmaya açmak görüş bildirmek durumunda değilim, ayrıca bu konuda da yetkin fetva makamında değilim bu konu bu alanda doktora yapmış ulemanın işidir.

Burada tespit etmek istediğim şeyler şunlardır ;

Artık 2020 ve ötesi AKIL VE BİLGİ ÇAĞI olarak algılanması gereken, aklın daha nitelikli kullanılacağı teknoloji ve uzay çağının yaşanacağı bir döneme girildiğinin işaretidir. BU SÜREÇ ASLINDA 2012 İTİBARİYLE TETİKLENMİŞTİR.

Çok yakın zaman dilimleri içinde akıl almaz buluşların hayata geçeceği ve robotik sistemlerin yavaş yavaş insanların yerini alacağı bir döneme giriyoruz, bu dönem öyle bir açılım getirecek ki eski kafalı kehanetlerle değil, tamamen bilgiye dayalı varsayımlarla ve öngörülerle evrimleşme aşamasının ilk adımlarının atılacağı görüşündeyim.

Nesillerin var olma savaşlarının yaşanacağı, petrol yerine su savaşlarının başlayacağı ve dünya ırklarının sayısal yükünün azaltılması adına çok vahim katliamların yaşanacağı,(BİYOLOJİK SAVAŞ) üst akıl denilen guruplarca öldürücü hastalıkların az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere yöneleceği ve ayrıca siber saldırıların çok yoğunlaşacağı gün yüzüne çıkmıştır.

Bu anlattıklarım kesinlikle bir komplo teorisi değildir, öncelikle orta doğu bataklığında 100 yıldır yaşatılan savaşların kesinlikle 3.Dünya savaşına evrileceği aşikardır, bu savaş eskisi gibi tüfekle falan değil resmen uzay savaşları olacaktır ve çok uzun yıllar sürecektir.

Tüm bunların herkes tarafından zaten az çok bilindiği ortadayken ne yapmalıyız.
Öncelikle inanmak denilen ruhani ve vicdani duyguyu harekete geçirmeliyiz, kim neye inanırsa inansın inandığı şeye ne ad verirse versin, çok açık olan mutlak bir gücün varlığının su götürmez bir gerçek olduğunun üstünü kapatamaz.

Aklın yolu birdir dünyada yaşanmış olan tüm savaşlar ve yaşanacak olan tüm savaşlar, ne yazık ki ; İSLAMLA- HAÇ arasındadır, burada ayrıntıya girmek istemiyorum araştırmak okumak zaten insan olmanın bir getirisidir, bence okumayan araştırmayan, sorgulamayan bir varlık varlığının farkında olmadan ömrünü tamamlayan bir varlıktır.
Günü yaşarken,aklının %60’_70 ni, kullanan insan uykusunda %80_90 ‘a yakın beyin hareketlerine sahiptir, öyle sanıldığı gibi yok yüzde 6-10 falan hikayedir.

Ayrıca sanılanın aksine İnsanoğlu beyninin %100 yüzünü kullanma kapasitesine sahiptir,ancak akıl ve zeka kullandıkça gelişen canlı bir yapıdır, kimi insan var olan aklını çok basit güdülerle ihtiyaç hiyarşisine bağlı olarak kullanıp, bu kadarıyla yetinmektedir.
Bu bağlamda bize verilen bu nimeti geliştirmek, araştırmakla okumakla sorgulamakla mümkündür.

Diğer açıdan baktığımızda ise ,yeryüzünde çatışan İYİLİK-KÖTÜLÜK diye sınıflandıracağımız bir yaklaşımda , ŞEYTANİ-RAHMANİ varlıkların ve ordularının savaştığı gerçeğini de gözden kaçırmamalıyız bu anlattıklarımı Dini görüş olarak algılayanlar olacaktır, ancak en başta da belirttiğim gibi burada kimsenin inancını sorgulamadığım gibi kendi inancımın da sorgulanmasını asla kabul etmem mümkün değildir.

İçimizdeki gücün, enerjinin farkında olanlar ne demek istediğimi anlayacaktır, diğer anlamada güçlük çekeceklerin ise günlerce anlatılsa bile çözemeyecekleri kavramların daha teknik ve teorik anlatımlarının imkanı bulunmamaktadır.

Evrende her türlü varlığın olduğu ve hatta gözle göremeyeceğimiz varlıkların olduğu gerçeğinin elle tutulur ispat edilir bir tezi ,yada olmadığının antitezi yoktur, bu durumda göremediğimiz tespit edemediğimiz bir çok şeyi kabul ettiğimiz gibi, gördüğümüz halde kabul etmediğimiz birçok şey vardır. ÇOK YAKIN ZAMANDA DÜNYA DIŞI DENİLEN FAKAT DÜNYAMIZDA İLK ÇAĞLARDAN BERİ YAŞAYAN VARLIKLAR TEMASA GEÇECEKLERDİR. ‘’KÜRESEL GÜÇ’’ DENİLEN ZATEN DÜNYAYI YÖNETEN MELEZ IRKLARIN 300 YÖNETİCİSİ VE ONLARIN ÇOCUKLARI VE TORUNLARIDIR.

Bazı kahinlere bazı bulgular, bazı durumlar, bazı şekillerde gösterilmiş olabilir, ezoterik varlıkların Şamanizm kültüyle birleştiği zamandan bu güne kadar bir çok çözülemeyen ve tarihin yazmadığı bilgiler ışığında aklımızı bunlara takmaktan kurtulmalıyız, dediğim gibi çağımız teknoloji ve bilimsel akıl çağı.

İnsanların büyük çoğunluğu, dünya klasında eğitim ve bilgiye ulaşmayı sağlayacak akıllı telefon veya benzeri bir kolaylığa sahiptir. Her çocuk sanat, mühendislik, tasarım, dil, bilim, müzik, matematik vb. konularda eğitim almak için online imkânları kullanabilecek.

Şimdi ortalama ömür yılda üç ay uzuyor, dört yıl önce 79 yıl olan ortalama ömür şimdi 80 yıl. Aynı zamanda şimdi üç ay olan yıllık artış da artıyor. 2036 yılına kadar yıllık artış yılda 12 ay (bir yıl) olabilir. Bu nedenle hepimiz çok uzun süre yaşayabiliriz, muhtemelen 100 yaşının çok üzerine kadar, yaşayacağımız gerçek bir olgudur, bunun sağlanmasındaki en büyük rol ise üçboyutlu yazıcılarla insan organlarının yapılmaya başlandığı gerçeğidir ,çok yakın zamanda uzuvların dışında iç organların özel yazılımlarla üretileceği ve artık organ yetmezliğinden ölümlerin görülmeyeceği bir zamana doğru adım adım ilerliyoruz.

Elbette uzun yaşam gerçeği mutlaka gelişecektir, ancak Ölüm gerçeği her zaman yanı başımızda var olacaktır. Sonuç olarak her varlık ölümü tadacaktır ister uzaylı olun ister dünyalı tek fark kaliteli ve uzun yaşamın olacağıdır.

Bize düşen insan olarak varlığımızın farkında olmak, dünyaya gelme sebebimizin değerini bilmek günü anı yaşamaktır. Unutmayın ağzımızdan çıkan her türlü kötü ve iyi sözcük evrenin yasasında yemin kabul edilip geleceğimizde karşımıza yaptırım olarak çıkacaktır.

HER İNSAN DÜNYAYA GELMEDEN ÖNCE ‘RUH SÖZLEŞMESİ’ İMZALAR Tüm ömrünü bu sözleşmede ki sıvanı yerine getirmek için harcar nihai sonuç varılmak istenilen yer yaratıcısına sonsuz yaratana kavuşmaktır.
Sevgi bize verilen en büyük nimet ve hazinedir, bu elle tutulamayan gözle görülemeyen ama bize çok büyük kazançlar sağlayacak bir anahtardır.
Sevdikçe kalbinizin nuru açılır,sevmek söylendiği gibi kalple değil akıl yoluyla olur,tüm görevi kan pompalamak olan kalbimiz mecazi anlamda beyin bağlantısıyla ruh ilişkisinin çarpıcı sonucudur.
‘’Gerçek sevgi tüm canlıları ayırt etmeden yaratılmış olan her canlıyı sevmektir.’’

Bu dünyada her canlının bir nasibi bir ömrü vardır,ve her canlının kendi arasında bir iletişim şekli vardır, bizler kendimiz dışında bu iletişim kanallarını asla göremeyiz işitemeyiz ancak bu gerçeğin var olduğunun da aksini ispat edemeyiz. (Bilim insanları tüm tabiatın çiçeklerin,ağaçların birbiriyle sürekli iletişim halinde olduklarını,ve yaşamsal döngüde birbirlerine yardım ettiklerini tespit etmişlerdir.)

Günümüz teknolojisinde artık insanın şakralarının enerji renkleri ve alanları, beynin bir takım duygularla tetiklendiğinde almış olduğu pozisyon ve gelişim tespit edilebilmektedir.
Ancak beynimiz gerçekle sanal olanı ayırt edebilmekte güçlük çekmektedir, işte bizim için aslında çok önemli olan bu durum, doğru kullanıldığında yapamayacağımız şey yoktur, yeter ki bunu doğru kullanmasını bilelim.

Kendimin de bizzat denediğim bir iki durumda önceden var olmayan bir eşyayı beynimle konsantre olarak sahip olmadan olmuş gibi tespit ettiğimde kısa bir zamanda elime geçtiğini bizzat yaşamış biriyim. Buradan çıkarımsal bakışla yaklaşacak olursak, elbette her istediğimizi elde edebilmemizin de bir anahtarının olduğunu evrenin kanunları dahilinde yaratıcının yetkisinde olduğunu unutmamalıyız.

Sonuç olarak çok daha fazla ayrıntılarla binlerce satır yazılabilecek bu konularda ,her şeyin başı önyargınızı kırmak, varlığınızın sebeplerini sorgulamak, araştırmak, bilgi edinebilmek adına size bir kapı açmak arzusuyla kaleme aldığım üç beş satırda farkındalık yaratmak istedim.

Hepinize sağlık dolu nice bayramlar diliyorum.
Sevgilerimle…

Haşmet GÜRBÜZ
Genel Sanat Yönetmeni

 

 

 

 

 

 


EGEDE YAŞAM

Özgür İnternet Gazetesi – Halkın Yanında

egedeyasam.net
egedeyasam.com

 

 

Recep Tayyip Erdoğan hala %30 OY oranını nasıl alabiliyor...

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...
0 0 votes
YAZI PUANI
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x