Özgür İnternet Gazetesi – Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
cumhuriyet100
19 mayıs

YALANSIZ BİR DÜNYA MÜMKÜN MÜ ?..

0 4.577

Dünyada günahsız, suçsuz, yalan söylemeyen insan var mıdır?
Yoksa, insanlar işlerine geldiği gibi dini ve ahlakı yorumluyorlar mı?
İnsanoğlu ne kadar şeffaf olmalı?
Yeryüzünde insanların sırları olmalı mı?
İnsan özgür mü? Yoksa şeffaf mı olmalı?
Tüm bu sorulara yanıt bulmak hem kolay, hemde çok zor.
İnsanlar nelerini paylaşıyorlar?
İşlerine gelenleri, en iyi hallerini gösteren fotoğrafları veya özel anlarını. Anı yaşamak kadar anı görüntülemek artık durdurulamaz bir dürtü. İnsanlar bundan büyük haz alıyorlar. Selfie ile anı görüntülemek daha da kolay oldu; kişi kendisini her ortamda çekebiliyor. İnsanlar yine de sosyal medya da şeffaf değiller. Gerçek sırlarını bilmiyoruz. Günün her dakikasında ne yaptıklarını, kimlerle olduklarını, kimlerle yazıştıklarını ve konuştuklarını bilmiyoruz. Biz sadece insanların paylaştıkları kadarını biliyoruz. Aslında insanlar kendileri hakkında dış dünyada bir algı oluşturuyorlar.
Yalanlar, entrikalar, ikiyüzlülükler, sahtekarlıklar, hilekarlıklar, dolandırıcılık, bizans oyunları, bunların hepsi insanlar tarafından saklanıyor ve bunları bilme şansımız yok.
” Kısaca dünyada bilinmeyen, bilinenden fazla!”
Çok ünlü bir oyuncu veya futbolcuyu kaçamak yaparken yakalarsak, bir anda o kişiye karşı saygımızı yitiriyoruz. Toplumda bazı şeyler bize ayıp diye öğretiliyor. Çıplaklık, tuvalete gitmek, seks bunları diğer insanların bilmesini ve görmesini istemiyoruz, çünkü toplum bunları ayıp olarak nitelendiriyor.
Çıplak olarak sokaklarda yürümek ayıp, ya insanlara yalan söylemek?
İnsanlar hakkında dedikodu yapmak serbest.
Toplumda kadınların çapkınlık yapması kabul edilemezken, evli erkeklerin bile çapkınlık yapması o kadar da ayıp görülmüyor.
Birçok insan birçok şeyini sır gibi saklıyor. Dünya birçok sırlar ile dolu; yalanlar, entrikalar gizemini koruyor. Yalancı şahitlerle bir çok masum insan ipe götürülmüş, bir çoğuda hayatlarını hapishanede geçirmiştir.
Gelecekte insanlar çiplenip kontrol altında tutulduklarında, gizlimiz saklımız tarih olacak, kişisel özgürlük alanına müdahale gibi görünse bile,diğer bireyin yaşamsal haklarının tehlikede olduğu ve potansiyel suçlu olarak toplum adına, engellenmesi gerekliliğinden yola çıkılarak, tüm bu sistem kontrol edilecektir.
Bu bağlamda belirtmek isterim ki, yalan söylemek gerçekten de bir sanat olmalı, onca yalan içinde kıvranırken an gelir neyin doğru, neyin yalan olduğunu kendiniz bile karıştırırsınız, ayrıca buna beden yani bünyeniz alışırsa artık geri dönülmez bir noktaya gelirsiniz.
Eski insanlar da elbette yalan söylerdi ama toplumun geneline baktığımız zaman
mertlik ve dürüstlük geçer akçeydi, insanlar kendi aralarında sözle anlaşma yapar, arada ne senet ne çek olmadan sözlerine sadık kalarak borçlarını öderlerdi.Ödemedikleri taktirde bunun geçerli bir sebebi mutlaka olurdu, aksi halde borcuna sadık olamayan biri olarak toplum içinde hor görülür ve kimsenin güvenini kazanamazdı tıpkı yalan söyleyenlerin düştüğü durum gibi.
Toplum içinde asosyal bir yaşam sürmemek ve toplumun dışa ittiği bir karakter olmamak adına sonuçları ne olursa olsun her zaman doğruları konuşmak insana apayrı bir haz verir.
Bazılarının söylemlerinde ki gibi küçük yalan yada masum yalan diye avunmak yalan söyleme alışkanlığının üstünü örtemez.
Evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras dürüst bir yaşam seçme alışkanlığımızı onlara da aktararak bunun ne denli kuvvetli ve geçerli bir yaşam tarzı olduğunu önemsemek ve bu sayede bir bütünü oluşturacak aile yapısında geneli kapsayan içinde bulunduğunuz halkın aidiyet duygusunu da pekiştirecek ve uluslararası bireysel ilişkilerde bile öne çıkacak en önemli meziyettir.

Her daim sevgiyle kalın..

 

Haşmet GÜRBÜZ
Genel Sanat Yönetmeni

 

 


 

0 0 votes
YAZI PUANI
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x