Balık baştan kokar derler, bilmeyenler için kamuda norm kadro cetveli vardır o cetvelde kamuda çalışacak ünvan ve sayılar yer alır. Bu tabloda bürokrat memur, memur (branşlı mühendis vb dahil) ve kamu işçisi sayısı verilir. 2018 Aralık ayında kamuda taşeron olmaz denilerek belediyelerde çalışan şirket işçileri belediye iştiraki şirketlere dahil edildi. Diğer kamu kurumlarında bu şekilde çalışanlar kamu işçi olurken belediyelerin ki şirket çalışanı olarak kaldı. Balığın kokması buradan başladı. Madem belediye şirket çalışanını ayrı tutuyorsunuz Bali norm kadro K cetveline işleyip her belediyenin durumuna göre çalışacak en fazla sayıyı belirlemiş olsaydınız gidecek olan da gelecek olanda beni seçin sizleri işe alayım vaadinde bulunmaz, sırf belediyede işe gireceğim diye değil de severek gönüllü olarak parti seçim çalışmalarına katılırdı. Balık bu sebeple koktu.

Verilecek maaşlara gelirsek eski bir tabir ile takkeyi önümüze koyarak konuşmak gerekir. Yazın sıcağında kışın soğuğunda yağmurda sokakta çalışan, park bahçede çalışan, çöp toplayan yani tıpkı bir mühendis nasıl bir arazi tazminatı alıyor ise onların maaşı kat sayılı olarak farklı olmalı elbette. Gelelim masa başı iş yapanlara onun öncesinde kamuda usulsüzlük veya işe siyasi torpil ile atm çalışanı olup memur şikayet edince işten atılan bir daha aynı torpili kullanarak başka belediyede işe asla alınmamalı buna SGK izin vermemeli eğer olursa direkt işe alım sorumlusu bunlar bürokrat oluyor kamuyu zarara uğratma ve uygun madde gereğince soruşturma geçirmelidir. Konumuza dönersek büro da şirket personeli asla olmamalıdır, olacak ise çay servisi temizlik ile kısıtlı kalmalıdır. Ve bunlara da az önce bahsettiğim dışarıda çalışan kadar maaş asla verilmemelidir. Kıza bilirsiniz sorun değil. Şehiri yönetmeye talip olan bir il genel meclisi var kanunda menfaatleri doğrultusunda karar alıp yönetmelik çıkartmasını biliyorlar da neden kendi meclislerinden belediyelerde çalışacak personel sayısı için bir karar alıp bunu bakanlığa onaylatmıyorlar. Balık nasıl Ankara hükümeti tarafından kokmuş ise de İzmirlinin kaderi körfezin kokusu da bu meclisin bu yönde bir adım atmamasından sebeptir.

Diyelim belediye de para yok herşey kısılmış basit bir otobüs durağı (Alsancak Kıbrısşehitleri caddesi karşısı) için 2.5 milyon, yeni Girne pazaryeri karşısına basit bir üst geçite 25 milyon verilir mi? Ve üst geçit neyse elbette gereklidir de o paraya karşılıklı 5 katlı bina yapsan birbirine bağlasan ve iki binaya kemer kat yapsan ancak o kadar tutar, Alsancakta nostalji otobüs durağı ise bu zor durumda ne gerek vardı. Bunlar belediyenin sosyal medya hesabından paylaşıldı.