SINAVLAR YAKLAŞIRKEN
Niçin balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılıyoruz?
***
Sınav odaklı eğitim, gençlerin şahsa özel yeteneklerinin, üzerine siyâh tülden perdesini örttü.
Genç nesillerin zihinleri köreldi bu sistemde;
🔸 Sorgulama,
🔸 Araştırma,
🔸 Keşfetme,
🔸 Tahlîl,
🔸 İnceleme becerileri,
Ve özlerinde saklı cevherler, beyâz nilüferler olup su yüzüne düşmedi bir türlü.
“Eğitilmemiş dehâ, işlenmemiş gümüşe benzer.”
Yaratıcılığı ve özgünlüğü katlediyor sınav odaklı eğitim.
Bu sistem, öğrenilen bilgileri hatırlamaya dayalıdır.
Eleme ve dışarıda bırakma yöntemidir.
Bu eğitim tarzında;
🔹İyi ezber yapan,
🔹Konuya hâkim olan,
🔹Sağlam not tutan,
🔹Bilgiye köle olan,
🔹Her gün sıkılmadan masa başında oturabilen,
🔹Test kitaplarının önünde diz çökenler,
🔹En kısa sürede en fazla soru çözenler,
🔹5’ten birini seçmekte mâhir olanlar sisteme dâhil edilir.
–“Ötekiler?”
–“Ötekiler sistemin dışına itilir.”
–“Niçin?”
— ??? !!!
Beş şıktan birini yuvarlak içine almayı yeğleyen sınav merkezli eğitim,
topal bir sistemdir.
Bu sistemde bütün sâatler o “üç sâate” ayarlı.
Bazı şeyler nâkıs kalır,
bu eğitimde.
Kişinin anlama, kavrama ve algılama yetilerini ölçer; kâbiliyetlerini ölçemez…
Teoriyi ölçer,
pratiğe dönüştürmez; akılda tutar.
Araştırılanı ölçer, araştırmaya teşvik etmez;
test kitaplarına gömer.
Gerçeklere yoğunlaşır, keşif ve îcatların ilk evresi olan hayâl kurmayı küçümser.
O yüzden bilimle,
başı hoş değildir.
Mûcit yetiştiremez.
Öğrenileni ölçer, sorgulatmaz,
malûma tâbidir…
İtâati yüceltir…
Şüpheye geçit vermez, kapalıdır eleştiriye…
“Ben olsam,
‘eleştirel düşünme’ dersleri koyardım.”diyen
Aliya İzzetbegoviç…
Ne kadar haklısın!
Çok şeyi öğretir, düşünmeyi öğretmez…
Felsefeyle irtibâtı sınavda çıkan soru sayısı kadardır.
Hikmet, irfân ve bilgelik ezberi yapılan kavramlardan ibârettir.
Öyleyse niçin var
sınav odaklı eğitim?
Öğretmeni merkeze koyup öğrenciyi pasif/edilgen hâle düşürmek için!
Kurs, özel ders, özel okul, özel hoca ve dershânelere avuç avuç para saymak için!
Genç zihinleri;
▪Sınav kaygısı,
▪Gelecek endişesi,
▪Aile baskısı,
altında ezmek için!
Yeni kuşakları düşünmekten âzâde kılıp robotlaştırmak için!
Her genç özel ve tektir!
Bazı gençler, sayıların gizemli evreninde dolaşır.
Bazıları büyülü kelimeler âleminde çırpar kanatlarını.
Bir kısmı boya ve şekillerin rengârenk deryâsında yüzer.
Bir kısmı sürer atını seslerin, ritmin, melodinin sonsuz göğünde.
Biz hepsini,
alıp kalıp yargılar içinde horozşekeri gibi tek kalıba döküyoruz.
Neden?
Her genç özel ve tektir!
Bakarsın kimi genç, gözlem ve deney peşindedir, bilimsel keşif ve îcâtlara ilgi duyar.
Kimi birden fazla dile istîdatlıdır.
Kimi iyi akıl yürütür,
kimi mükemmel yorumlar yapar…
Kimi sanki,
doğuştan konuşmacı.
Kiminin akademik,
kiminin sosyal veya içsel, kiminin görsel,
kiminin de analitik zekâsı yüksektir…
Eğitimin hedefi, insânın genetik doğasında var olan eğilimleri işlemek bunu geliştirmek olmalı.
Bütün mesele,
kim neye yatkın,
kim neyi daha iyi yapabilir, kim nede daha muvaffak olabilir, sorusuna doğru cevaplar üretmekte.
Toplantılarda, öğrencinin netleri, sınav puanları değil, her birinin kâbiliyeti ve merâk alanları konuşulmalı.
Ve öğretmen buna göre yeni roller üstlenmeli…
ASLINDA HERKES BİR DAHİDİR.
AMA SİZ KALKIP BALIĞI AĞACA TIRMANMA
YETENEĞİNE GÖRE YARGILARSANIZ,
O DA TÜM HAYATINI APTAL OLDUĞUNU
İNANARAK GEÇİRİR…
Albert Einstein
🐟🐟🐟🐟🐟🐟🐟
Kendini, balık gibi hisseden…
Bilinçaltına, “kafam basmıyor” inancını işleyen ne kadar genç var kim bilir?
Her genç özel ve tektir!
Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar
EGEDE YAŞAM ::: Özgür İnternet Gazetesi
Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
YAŞASIN CUMHURİYET…
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ…