RECEP YAZICIOĞLU
Doğum:2.6.1948; Trabzon Ölüm. :8.9. 2003; Ankara
Eski Tokat, Aydın, Erzincan ve Denizli valisi. Kişiliği, görev yaptığı bölgelerde halka olan yakınlığı, fikirleri ve görüşleri nedeniyle kamuoyunda Süper Vali olarak anılmıştır.
Türkiye’ye dair sözleri yeniden gündem oldu.
Gazeteci,Cüneyt Özdemir’in programına katılan Yazıcıoğlu:
–“Mezarıma hür, demokrat, adam gibi bir ülkede yaşayamadan gitti yazın’ demişsiniz.
–“Eklemek istediğiniz bir şey var mı?” sorusuna şöyle yanıt vermişti:
…
🔸“Şahsiyet olarak kıvırtma vaziyetlerinin olmadığı.”
🔸”Özgür, hukukun üstün olduğu.”
🔸”Faili meçhullerin olmadığı.”
🔸”Eşkiyaların olmadığı.”
🔸”Çetelerin olmadığı özgür bir ülkede yaşamak isterim.”
🔸”Ama bu özlem ile ölürsem ki öyle olacak çünkü sevgili halkımızın bu anlamda ciddi bir talebi, ciddi bir dayatması yok.”
🔸”Ne demokratik sivil örgütlerin, ne sivil inisiyatifin böyle bir derdi yok çok şükür.”
🔸”Onların ne derdi var? Birileri bizi kurtarsın. İşte kurtarıyorlar bizi zaten.”
🔸”Bunları anlattığımız zaman diyorlar ki;
— ‘Efendim Batı standartları bize göre değil.”
–“Peki 130 yıllık batılılaşma macerası ne oluyor?
🔸”O zaman Uganda’yla, Tanzanya’yla beraber olalım. Onlarla bir pakt imza edelim.”
🔸”Tüketim tarzında hiçbir çekince koymuyoruz.”
🔸”Avrupalılardan daha yakışıklı, daha güzel giyiniyoruz ama onlar gibi yönetilemiyoruz, üretemiyoruz.“
Günümüzde Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Yılmazlar köyünde doğdu.
İlkokula doğduğu köyde başladı fakat babasının görevi nedeniyle ilk ve orta öğrenimini Milas’ta, lise öğrenimini Aydın’da tamamladı.
Adnan Kahveci ile çocukluk ve ilkokul arkadaşıdır.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini tamamladıktan sonra 1968’de Aydın’a maiyet memuru olarak atandı.
1971-1984 yılları arasında sırasıyla Kalkandere, Bahçe, Hamur, Ayvacık, Kırıkhan, Alaca, Akçakoca ilçelerinde kaymakamlık görevinde bulundu.
1975 yılında da asteğmen olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığında askerlik görevini tamamladı.
1984 yılında 36 yaşında en genç vali olarak Tokat Valiliğine atandı.
14 Ağustos 1989’da Aydın Valisi olarak göreve başladı.
19 Ağustos 1991 tarihinde Erzincan Valiliğine,
26 Eylül 1999’da Merkez Valiliğine,
30 Ocak 2003’te de Denizli Valiliğine getirildi.
Hakikaten çok güzel insandı Recep Yazıcıoğlu..
Ne güzel insanlar geçti bu memleketten…
Aydın Valisi olduğunda, Nazilli SSK Hastanesi ile ilgili bir şikayet gelir valiliğe…
Recep Yazıcıoğlu daha 3-4 günlük validir ve bakın ne yapar?
O ki sıra dışı bir kişilikti.
Ülkesi için kaymakam ve vali olarak çok değerli işlere imza attı.
Trafik kazası sonrası hayatını kaybetti ama bu kaza mıydı başka bir şey mi henüz aydınlatılamadı ve aydınlatılacak gibi de görünmüyor…
İşte o memleket sevdalısı, toplum insanı Recep Yazıcıoğlu’nun bir anısı….
“Rahatsızım tedavi olmak istiyorum”
Aydın Valiliği’ne atandığında, henüz üç dört günlük valiydi.
Nazilli SSK Hastanesi ile ilgili bir şikayet kulağına geldi…
Hiç vakit kaybetmeden tebdil-i kıyafet hastaneye gitti.
Acil bölümünden içeri girdi ve görevli bir hemşireye;
–“Başhekimin odası nerede?” diye sordu.
Hemşire şöyle bir baktı Yazıcıoğlu’na ve küçümseyici bir ses tonuyla;
–“Üst kata çık, koridorun sonundan sağa dön, sondaki oda” dedi.
Yazıcıoğlu üst kata çıktı.
Başhekimin odasını buldu. Kapısı açıktı ama başhekim odasında yoktu.
İçeri girdi. Tam o sırada başhekim geldi ve;
— “Buyrun ne istiyorsunuz?” diye sordu.
Yazıcıoğlu, rahatsız olduğunu, tedavi olmak istediğini ama parası olmadığını söyledi.
Başhekim kendisine;
–“Burası hayır kurumu değil, paran yoksa tedavi olamazsın” cevabını verdi.
Yazıcıoğlu;
–“Devletin görevi vatandaşına bakmak değil mi doktor bey?” dedi.
Başhekim sinirlendi ve Yazıcıoğlu’nu odasından kovdu.
Makam aracıyla hastaneye!
Sessizce aşağı indi, hastanenin iki sokak arkasında bekleyen makam aracına bindi.
Arabada onu bekleyen yardımcısına;
–“Gerekli yazışmalar hemen bugün yapılsın yarın görevden alınma yazısını kendisine bizzat ben vereceğim” dedi…
Ertesi gün bu sefer resmi giyimli, kıravatlı, takım elbiseli olarak elinde bir kağıtla hastaneye gitti…
Bu sefer makam aracı hastane girişine kadar geldi…
Herkes şaşkındı…
Dün gördükleri yamalı pantolonlu, kasketli, yırtık gömlekli adamın meğerse yeni atanan Aydın Valisi olduğunu gördü.
Hiç vakit kaybetmeden başhekimin odasına çıktı, içeri girdi.
Başhekim dona kaldı…
–“Siz? Ama siz!” dedi…
Yazıcıoğlu;
–“Bugün itibariyle başhekimlik unvanından azledilmiş bulunmaktasınız” dedi ve elindeki görev azli belgesini uzattı.
Peki sonra ne mi oldu?
İstedikleri şeyleri ve tayinlerini yaptıramayanlar valiyi Ankara’ya şikayet etti ve Yazıcıoğlu Aydın’dan Erzincan’a gönderildi.
DEĞERLİ VE GÜZEL İNSANI SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ…
Gümüşhaneli muhtarın kızının evi Erzincan depreminde yıkılır.
Muhtar devletin deprem mağdurlarına vereceği evi almak için Erzincan’a kızının yanına gider.
Kızını alır, valilik binasına çıkarlar, öğlen arası olduğu için ellerinde evraklar beklemeye başlarlar.
Bu arada kot pantolonlu, yakası açık gömlekli biri gelir.
– “Amca buyur” der.
Muhtar derdini anlatır. Kot pantolonlu adam evrakları alır bir odaya gider, bir kaşe basar, diğer odaya gider başka bir evrak alır, doldurur, deftere kaydeder.
En son kapısında “Valilik” yazan odaya girip çekmeceden bir mühür alarak kâğıtlara mührü basar ve muhtardan da imzalamasını ister.
Muhtar, biraz da çekinerek,
– “Yeğenim çok sağol ama vali bey sana kızmasın.”
– “Yok amca kızmaz.”
– “Sağ ol yavrum, adın nedir senin?”
– “Recep benim adım amca.”
– “Yoksa sen vali Recep Yazıcıoğlu musun?”
– “He ya…
Recep Yazıcıoğlu; Devletin değil, milletin hizmetkârıydı…
ŞİMDİLERDE BU GÜZEL İNSANI ÖRNEK ALAN VAR MI ACABA…
*******
Köprüler vardır,adı dillere destan.
Köprüler vardır,filmlere konu olmuş.
Köprüler vardır,uğruna savaşlar yapılmış,ağıtlar yakılmış…
Erzincan’ın efsane Valisi Recep Yazıcıoğlu döneminde yaptırılan ve 1997 yılında açılışı yapılan Başpınar Köprüsü’nün hikayesi ise bilinenlerden farklı.
Köprülerini Keban Barajı’na kurban veren Erzincan’ın Kemaliye İlçesine bağlı 25 köyün insanı, 22 yıldır köprülerine kavuşmanın mücadelesini veriyordu.
En acil yaşamsal ihtiyaçları için Fırat’ın sularını, sallarla, sandıklarla aşmaya çalışmışlar, Fırat’ın sularına kurbanlar vermişler, göçün artmasıyla köyleri giderek boşalmıştı…
Sonra küçük bir feribotla ulaşım sağlanmaya çalışılmış, PKK’nın yaktığı bu feribot defalarca batmıştı…
Batmadığı ve PKK tarafından yakılmadığı dönemlerde emektar feribot yıllarca Munzur Dağları yakasında kalan 25 köyün, Kemaliye ile olan bağlantısını sağladı.
Bölgedeki terör korkusu nedeniyle feribot, gün batımından sonra çalışmıyordu.
Hastalık ve doğumlarda insanlar perişan oluyordu.
Son feribota yetişmeye çalışanlar kilometrelerce öteden araçlarının kornalarına basarak kaptana haber ulaştırmaya çalışıyorlardı.
Son feribotu kaçıranlar sabaha kadar beklemek zorunda kalıyordu.
Başta Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nun desteği ile Başpınar köprüsünün yapımına 1993 Eylül ayında böylece başlanıldı.
Ancak yıllar itibariyle gelen eskalasyonlar nedeniyle köprünün maliyeti yükseliyordu.
Bu da vatandaştan ve karşılığında da İl Özel idaresinden talep edilen yardımlarla gideriliyordu.
Gerek maddi ve gerekse doğanın zor şartları altında olağanüstü gayret ve özveriler sarf edilerek ülkemizde devlet millet işbirliği ile yapılan ilk proje özelliğini de taşıyan ve 24 köyün ulaşımını sağlayacak olan Başpınar Köprüsü 1997 yılında tamamlandı.
Ve aynı yıl Eylül ayının 13. günü zamanın Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ve bakanların teşrifleri, Türkiye’nin her tarafından insanların ve medyanın yoğun katılımıyla düzenlenen büyük ve coşkulu bir şenlik ile açılışı yapıldı.
Başlangıçından bitimine kadar her aşamada hiçbir zaman maddi ve manevi katkılarını esirgemeyen ve projenin fikir babası olan Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nun adına izafeten köprüye “Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü” ismi verildi.
Bayraklarla ve pankartlarla süslenen köprünün açılışı bölge insanı için, gerçekleşen bir rüya idi.
Yıllardır 25 köyün umudunu, sevincini, üzüntüsünü Fırat’ın iki yakasına taşıyan feribot ise köprünün devreye girmesiyle emekli oldu.
Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar
EGEDE YAŞAM ::: Özgür İnternet Gazetesi
Halkın ve Sadece Haklının Yanında…