Özgür İnternet Gazetesi – Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR…

ÖLMEZ AĞACI  ZEYTİN

0 5.834

ÖLMEZ AĞACI  ZEYTİN

“Herkese aidim ve kimseye ait değilim. Siz gelmeden önce buradaydım. Siz gittikten sonrada burada olacağım.”

Bir ağaç düşünün. Babanız salıncak kurmuş dallarına. Sizi kuşlar gibi uçurmuş mavi boşlukta. Dedeniz oğluyla sarı bereketi toplamış, kendi gibi uzun mu uzun sırıklarla.
Dedenizin babası, aynı zamanda nohut ektiği zeytinliklerde ter atmış yıllarca, yakıcı güneş altında. Yorgunluk zamanları bırakıp sabanın sapını, mis gibi toprağın kokusunu içine çekip, vefalı bir dost gibi sırtını yaslayıp, gölgesinde azığını yemiş.
Kendinden yaşlı gövdesi buruş, buruş olmuş zeytin ağacına şükran ve sevgiyle gülümserken, onu hayranlık ve saygıyla okşamış. Yaklaşık yirmi beş kuşak kucak dolusu anı biriktirilmiş bu kadim ağacın gölgesinde.
Ve aradan 2000 yıl geçmiş. Tam iki bin yıl. Belki de daha fazla. Demem o ki iki bin yıldan fazla yaşayabiliyor bir zeytin ağacı.
İlk okuduğumda bende inanamadım. Zeytin ağacının diğer ağaçlardan daha uzun yaşadığını bilmişliğim vardı ama bu kadarı şaşırtıcıydı.
Biraz araştırınca dünyadaki en yaşlı zeytin ağacının komşu Girit adasında, yaşının ise iki bin den fazla olduğunu, oralarda üç yüz, beş yüz, bin ve daha yaşlı onlarca anıt ağaç olduğunu öğrendim.
Tabi bir kez meraklanmış insanı, durdur durdurabilirsen. Acaba bizde durum neydi?
Türkiye’nin bilinen en yaşlı zeytin ağacı Kırk ağaç ilçemiz de. (Hani şu kavunuyla da ünlü ilçemiz. Hafızamızda hala tazeliğini koruyan bir gece baskınıyla yaklaşık altı bin zeytin ağacının katledildiği somanın Yırca ilçesine de bir kuş uçumu mesafedeki. ) Hala aynı anda dört ayrı çeşit zeytin veriyor. (memecik, uslu, Edremit, tirilye ) gövde uzunluğu on iki metre. Ve yaşı iki bin on ölçümüne göre bin altı yüz elli iki. Bunları öğrendiğinim de yok artık dedim. Kendime de bir yuh çektim.
Yanı başımızdaki bu eşsiz bitki anıtını bilmemem cehaletimin ilanıydı…!
Bu kutsal ağaç yaşadığı yüzlerce yıl boyunca kim bilir kaç börtü böceğe ev sahipliği yaptı, besledi, barındırdı. Her yıl yapılan budamalarla, kaç üşümüş bedeni ısıtıp kaç yüz aşı, ekmeği pişirdi dalları.
Kim bilir kaç kilo yağ kullanıldı Anadolu ya özgü geleneksel yağlı güreşler de ve kaç kişi sağlık buldu bu yağla yapılan masajlarla. Yine kim bilir kimler hekim tavsiyesiyle beslenmesinde bu yağı kullanarak sağlıklı bir ömür sürdü, sürüyor, sürecek.
Zeytin Ak denize özgü bir bitki. Ülkemizde zengin endemik bitkilerimizle ( bu konuda ayrı bir yazı konusu) birlikte geleneksel ve yaygın olarak yetiştirilen ürünlerimizden.
İspanya İtalya, Yunanistan, Türkiye, Fas, Portekiz, Fransa gibi Akdeniz ülkelerinde yetişiyor. Dünyanın toplam zeytin üretimi yaklaşık üç milyon ton. En fazla üreten ülkeler sırasıyla ispanya, İtalya, Yunanistan ve Türkiye. Üretim açısından dördüncü olan ülkemiz, ağaç varlığı bakımından beşinci sırada.
Türkiye deki üretimin dağılımı ise şöyle Ege %53, Akdeniz %23, Marmara %18 Güney doğu %6 ve Karadeniz %0,21
Doğanın yalnızca Akdeniz kıyılarına bahşettiği bu ağaç sulak, kurak demeden esirgemiyor bereketini. Yeter ki üşümesin, kırılmasın dalları yaprakları.
Diğer meyve ağaçlarına göre bakımı kolay ve masrafsız. Yaprakları daima yeşil. Baharla açan küçük sarı çiçekleri yazın meyveye dönüyor ve nihayet eski yıl sonunda yeni yıl başında hasat zamanı. Çuvallanan zeytinler doğru sıkma ve işleme merkezlerine.
Ege, Ak deniz, Marmara ve Güney doğu bölgelerinin Temel geçim kaynaklarından olan zeytinin çok fazla çeşidi var. Edremit, Tirilye, Büyük topal, Çakır, Domat vs.
Sofralık ve yağlık olarak yetiştirilen zeytin toplanıp ev ve imalat hanelerde çoğunlukla tuzlanarak salamura, yuvarlama, çizme, kırma vs. gibi yöntemlerle sofralara hazırlanıyor.
Karaburun civarında üretilen adına Hurma denen bir çeşit zeytin çeşidi var ki tamamen dalında olgunlaşıyor. Herhangi bir işlem görmeden biraz zeytinyağı, limon az baharat ve kırmızı biberle sofraları süslüyor.
Eski Yunan ve Roma da krallar başlarına taç yapıp takmışlar bu güzelim yeşil dalları. (Tabi kral bu ya, kendi yapacak değil tabi, yaptırmıştır bir gariban kuluna)
Ölümsüz tanrılar dayanamayıp Ege ve Ak denizin sıcağına yelpazeler yaptırmış bol yapraklı dallarından.

Yunan mitolojisinde çok uzun yıllar yaşamasından ölmez ağaç denmiş iki üç bin yıl yaşayabilen bu ağaca. Ölümsüzlüğün de sembolü olmuş bu topraklarda. Mitolojilerde de sıkça konusu edilmiş.
Eski yunan da deniz tanrısı Poseidon, site devleti Atina’yı korumak, kollamak için Zeus a savaşçı ve çok güçlü bir at vermeyi teklif eder.
Buna karşılık tanrılar tanrısı Zeus yemekler de, şifalı yağı, ısınmada kullanılan dalları yine aydınlatmada kullanılan yağı ve çok uzun ömürlü olmasından, zeytin ağacını öneren akıl bilim ve sanat tanrısı Atina’nın önerisini kabul eder.
Bir başka söylenceye göre de tufanın bitip bitmediğini öğrenmek isteyen Nuh peygamber, gemisinden gökyüzüne bir güvercin havalandırır. Bir süre sonra güvercin geri döner. Ağzında yeşil zeytin dalı vardır. Bu müjdeli bir haberdir. Zira tufandan etkilenmiş yeryüzünde olağan üstü durum geçmiş ölmez ağacı Zeytin yetişmeye başlamıştır. Gemiyi terk etme zamanı gelmiştir.
Yine Romalılardan mısırlılara birçok öyküye söylencelere ilham olmuş bir bitkidir zeytin.
Hani görgüsüz zamane zenginleri sahip olduklarını son model araba, daire vs. ile ölçerler ya zenginliklerini. Zeytinin yetiştiği yörelerde zenginlik ve bolluk göstergesi işte bu meyvedir.[incirle beraber].
Bu yörelerde oturanlar bulundukları yeri, coğrafyayı ve zenginliklerini tarif ederken, başları hafif dik; ‘Dağlarından yağ, ovalarından bal akan yerdeniz’ derler, gururla.
Güzelim zeytin ağacı, üzerinde yaşayanlara olduğu kadar, yamaçlarından seyrettiği bir nazlı gelin gibi limandan limana yanaşan gemi ve gemicilere de ekmek kapısı olmuş yüz yıllarca.
Kuş adasında bir koleksiyoncunun batık bir gemiden çıkarıp sergilediğine göre, iki kulplu adına Anfora denen testiye benzer toprak kaplarda gemilerle taşınmış bu değerli yağ başka ellere, diyarlara.
Yağlı yemek yemeyi yasaklayan doktorlar, diyetisyenler bu meyvenin yağını şifa niyetine reçetelerine yazıyorlar yıllardır.
Antik çağda yedi bilgeden biri kabul edilen Solon nun koyduğu kanunlarla zeytin ağacını kesenlere ağır cezalar uygulanmıştır. Bu tarihteki ilk zeytin koruma kanunudur.
Bizde de yıllarca özel yasalarla korunan zeytin ağacı, şimdilerde termik(kömür)santralleri için feda edilip binlercesi kesilip yok ediliyor. Adı ölmez ağaca çıkmış zeytin, günlük çıkarlar uğruna feda edilmeye çalışılıyor.
Şehirlerde sanayiye ucuz emek gücü sağlamak için boşaltılmaya çalışılan köylerde terk edilen zeytinler ağaçları bakımsızlıktan verimsizleşiyor.
Zeytin ülkemizin önemli bir ürünüyken bu değerli ağaç ve meyvesi son zamanlarda itibardan düşürmek için de ramazan ayında orucun zeytinle değil hurmayla yapılması tartışmaya açılıyor.
Düşünün, ezeli ve ebedi bizim olduğunu ve olacağını düşündüğümüz şu topraklardaki ayak izimiz henüz bin yıllık deniyor.
Sözü burada bu coğrafyanın en büyük dengbej’i Homeros ustaya verelim.
Homeros gövdesi büzülmüş, dalları ve yapraklarını insanları kucaklamak istercesine dört bir yana açmış bir zeytin ağacının altında uyuyakalır. Rüyasında ağaca imrenerek bakar ve sorar:
– Söyle bana ulu ağaç seni kim yetiştirdi ve senin sahibin kim?
Böyle bir soruyu bu coğrafyanın büyük anlatıcısından beklemeyen zeytin ağacı, büyük ustanın sıradan insanlar gibi her şeyin tek bir sahibi olur fikrinden rahatsız cevaplar.
-Herkese aidim hiç kimseye ait değilim. Siz gelmeden önce buradaydım. Siz gittikten sonrada burada olacağım.
Bu cevapla Homeros mosmor olmuş mudur bilinmez.
Bilinen gerçek ise bu kadim toplulukların nice insanlar ve topluluklar gördüğü ve hepsinin de gelip geçtiği.
Tek bir ağacın iki bin yıllara varan ömründe bile kaç kral, hükümdar, Bakan başbakan geçti dünyadan. Bir düşünün…!
Ve bir daha düşünün..!
Bu toprakların asıl sahipleri kimler.?
Kamil KARATAŞ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


EGEDE YAŞAM  :::  Özgür İnternet Gazetesi

Halkın ve Sadece Haklının Yanında…

YAŞASIN CUMHURİYET…

MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ…

0 0 votes
YAZI PUANI
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
0:00
0:00
0
Would love your thoughts, please comment.x