MÜCADELENİN UMUDUN ADI: EDİP AKBAYRAM
Bazı sesler vardır, yalnızca kulağımıza değil, ruhumuza da işler.
Bazı insanlar ise, sadece şarkılarıyla değil, duruşlarıyla da hayatımıza dokunur.
Edip Akbayram, işte böyle bir insandı…
Türkülerini yalnızca notalarla değil, yüreğiyle söyleyen, halkının acısını da sevincini de aynı içtenlikle paylaşan büyük bir sanatçıydı.
Müziği, baskıya boyun eğmeyen bir ruhun ifadesiydi…
Ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, sesi duyulmayanların sesi oldu.
“Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz” derken, hepimizin umudunu haykırıyordu.
“Bekle Bizi İstanbul” diyerek özlemi ve umudu sesine yükledi.
“Aldırma Gönül” diyerek karanlığın içindeki ışığı gösterdi.
Onun türkülerinde;
Yas da vardı,
Direniş de,
Bekleyiş de,
Kavuşma da….
Değişen zamanlara, dalgalanan politikalara rağmen hiç eğilmedi, hiç susmadı…
Müziğiyle, insanlığıyla, inancıyla hep dimdik durdu…
Para için,
Pul için,
Çıkar için,
Kimsenin önünde diz çökmedi…
Bugün o çınarın gölgesi eksildi dünyamızdan..
Ama biliyoruz ki,sesi susmayacak.
Onuruyla yaşadı, onuruyla anılacak…
Güle güle büyük usta…
Sana teşekkür borçluyuz.
Şarkıların bizimle, hatıran sonsuz…
29 Aralık 1950’de Gaziantep’te doğan Edip Akbayram, Anadolu rock ve özgün müzik gibi türlerin öncü isimlerinden birisiydi.
“Türküler Yanmaz*
“Güzel Günler Göreceğiz”
“Hava Nasıl Oralarda?”
gibi albümlerle geniş halk kitlelerine ismini duyuran usta sanatçı, kurucularından olduğu Dostlar Orkestrası ile psychedelic rock ve progresif rock sayılan türlere de temas etti.
Akbayram’ın Anadolu pop’un etkisini yitirdiği günlerde ona taze bir soluk getiren ve bu akımı politik çizgiye çeken isimlerden biri oldu.
Dönemdaşı Selda Bağcan ve öncesinde sesini duyuran Cem Karaca’yla birlikte bir dönemi kayıt altına alan şarkılar yaptı.
O yıllarda yaşananları, ekseriyetle acıları ve dertleri bugüne taşıdı.
Bir yandan; “Anadolu’nun Mozart’ı” dediği Âşık Mahzuni Şerif türkülerini yorumladı ve geniş kitlelerle buluşturdu.
Diğer yandan; Sabahattin Ali’den, Nâzım Hikmet’e ‘sakıncalı’ şairlerden yapılmış tüm besteleri seslendirdi.
Bütün bunlar onu ‘başka türlü’ bir yere konuşlandırdı ve hep orada kaldı.
Geriye dönüp baktığımızda birkaç kuşağı etkileyen, yönlendiren bir isim olduğunu görüyoruz.
Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar
EGEDE YAŞAM ::: Özgür İnternet Gazetesi
Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
YAŞASIN CUMHURİYET…
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ…