MESLEĞİ: MUHARRİR
Pasaport alacaktı Paris’e gitmek için…
Emniyette formu dolduran görevli müracaat eden bu kişiye mesleğini sordu.
Adam;
–“Muharririm” (Yazarım) dedi.
Görevli inanmaz bir edayla karşısındaki adamı süzdü.
–“İspat ediniz beyefendi!”. dedi.
Şaşırdı adam…
Çünkü tanınmış bir yazardı, fakat görevli kendisini tanımıyor ne iş yaptığını bilmiyordu.
Adam;
— “Ee! Benim hikaye kitaplarım var, onları getirip göstereyim” dedi.
Görevli;
–“Bana kitap değil yazar olduğunuzu ispatlayan resmi bir kağıt lazım” dedi.
Adam, yazar ve muhabir olarak çalıştığı gazeteye gitti…
Durumu anlattı, gazetedeki memurlar resmi bir kağıt veremeyeceklerini söyledi.
Pasaport idaresinin gazeteyi aramasını, arayan görevliye sözlü olarak;
–“Evet burada çalıştı” diye bilgi vereceklerini açıkladılar…
Adam, yazılı kağıt alamamıştı çalıştığı gazeteden.
Yazar olduğunu ispatlayamıyordu..
Üyesi olduğu bir edebiyat derneğini hatırladı.
Oradan yazar olduğuna dair bir belge alabilirdi.
Gitti, dernektekiler –“Taksitlerinizi aksatmışsınız, derneğe olan yirmi beş lira borcunuzu öderseniz sizi tekrar üye yaparız” dediler.
Adamın yanında para yoktu, koştu annesinden borç aldı, borcu ödedi.
Akabinde;
–“Evet taksitleri ödedim, şimdi bana yazar olduğuma dair belge veriniz” dedi.
Dernek;
–“Bizim öyle bir yetkimiz yok” diyerek yazara belge vermedi.
Sinirleri bozuldu adamın.
Gün boyu uğraştı ve netice alamadı…
Pasaport dairesine gitti tekrar, görevliye yazar olduğunu ispat edecek bir belge bulamadığını söyledi.
Görevli, yazarın pasaporttaki meslek hanesine;
Türkçe “yok”, Fransızca olarak da sans profession; yani ‘işsiz’ yazdı.
Yazara, “işsiz” damgası çok dokundu.
16 Mayıs 1950’de Yeditepe Gazetesi’ne içini şöyle döktü;
–“Eskiden utanır, kekeler, kendimin de pek şüpheli bulduğum bir “muharririm” derdim.
Ne enayiymişim. Ben halis muhlis ,’Yazıcı’ imişim yahu.”
Kendine o gün “yazar” demeyi bırakıp “yazıcı” demeye başladı.
Eli kaleme kağıda gitmedi, artık yazı yazmayacağını söyledi.
Yazar Tolga Aydoğan olarak yaklaşık 70 yıl önceki bir gazetede denk geldiğim ve sizlere sunduğum bu hadisenin sonunu ise Emniyet 3. Şube Müdürü Orhan Hançerlioğlu tamamlıyor.
11 Mayıs 1973’te Milliyet Sanat Dergisi’nde o günü anlatırken pasaporta “işsiz – sans profession” diye yazıldıktan sonra yazarın kendisine geldiğini, görüştüklerini ve ‘işsiz’ yerine ‘muharrir’ diye pasaporta işlendiğini açıklamıştır.
1953’te dünyaca ünlü Mark Twain Derneği’ne edebiyata katkılarından ötürü şeref üyesi olarak seçilen ama pasaport dairesinde tanınmayan, yazar olduğunu bir türlü ispatlayamayan kişinin pasaportunda şu yazar:
Mesleği: Muharrir;
Adı: Sait Faik Abasıyanık.
Yazar : Tolga Aydoğan
Sait Faik Abasıyanık
Doğum: Kasım 1906, Adapazarı
Ölüm tarihi ve yeri:
11.Mayıs1954,İstanbul
Ebeveynleri:
Makbule Abasıyanık, Mehmet Faik Abasıyanık
Defnedildiği yer: Zincirlikuyu Mezarlığı, İstanbul
Eğitim:
İstanbul Üniversitesi,
İstanbul Erkek Lisesi
Meslek: Hikâye yazarı, romancı, şair
Türk hikâye ve roman yazarı, şair. Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından birisi olan Sait Faik, çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılar nedeniyle Türk edebiyatının köşe taşlarından biri olarak kabul edilir.
Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar
EGEDE YAŞAM ::: Özgür İnternet Gazetesi
Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
YAŞASIN CUMHURİYET…
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ…