Bir gece vakti hücresine girdiler. Levon Ekmekçiyan yerde uyuyordu. Karakışta altında ne bir demir ranza üstündeyse ne bir battaniye vardı. Gelen gürültüyle uyandı Levon. idam edileceğini anlamıştı ve artık vakit gelip çatmıştı.Hemen bir kalem aradı annesine mektup yazmak için. Fakat izin vermediler, yerden onu soğuktan tiril tiril titrediği ince pijamasıyla kaldırdılar….
Levon’u tek hücreye koymuşlardı. Kimseyle görüştürmezlerdi onu. Genellikle hücresinden dışarda volta atan devrimcileri izlerdi ve idam edileceği günü beklerdi. Dışardakilerin voltası bittiğindeyse, Levon’u tek başına hücreye çıkarırlardı. Sağında jandarma solunda jandarma. Voltası ise beş dakikayı geçmezdi. Ona selam vereni bile selam verdiği için günlerce falakaya alırlardı.
Levon’un Ankara’da yattığı, karanlık hücresinin tek misafiri Erkan Gürvit’ti. Gürvit, Kenan Evren’in damadı ve uşağıydı. Levon Ekmekçiyan günlerce hücresinde Kenan Evren’in damadı tarafından işkenceden geçirilirdi. Kolundaki sargı bezlerinin görülmemesi için de o dönemin TRT kameraları, mahkeme salonunda Levon Ekmekçiyan’ın belinden yukarasını çekerlerdi. Artık Levon için son gündü. Annesine de mektup yazamamıştı üstelik. Genelde idam mahkumlarının son isteklerini yerini getirirlerdi, oysa Levon Ekmekçiyan’ın son isteğini bile yerine getirmediler Ermeni ve Sosyalist olduğu için. 12 Eylül’ün idam ettiği bütün devrimcilerin arkasında yakınlarına bıraktığı bir mektup, Levon Ekmekçiyan’ın ise yakınlarına bıraktığı son sözü kalmıştı. Yarım yamalak Türkçesi’yle idam sehpasını devirmeden önce, Levon Ekmekçiyan yanında duran celladına; “Anama söyleyin, mektup yazamadığım için ona üzülmesin. Ben anamı, uğruna idama gittiğim halkım kadar çok seviyorum.” dedikten sonra idam sehpasını kendi tekmeledi.
Tarih 29 Ocak’ı gösterdiğinde Levon Ekmekçiyan idam edilmişti. idam edilmesine rağmen, kaçmaması için Levon’un cansız bedeninin başında darbeci askerler nöbet tutuyorlardı (!) Seneler sonra Levon’un hasretine dayanamayan annesi vefat etti. Levon Ekmekçiyan’ın cenazesini isteyen Fransa’daki bacısına ise “Ekmekçiyan’ın kemikleri” yerine “köpek kemikleri” gönderilmişti.
Osmanlı’da Paramazlarla birlikte idam edilen ilk devrimcilerden olan Adapazarlı Yervant Topuzyan, “Pişman mısınız?” sorusuna “Ölüm her yerde aynıdır. Ne mutlu halkının kurtuluşu için ölenlere” diyerek idam sehpasında haykırmıştı. Adıyamanlı bir baba ile Adanalı bir anneden dünyaya gelen ve Türkiye’de idam edilen son Ermeni devrimci olan Levon Ekmekçiyan’ın da idam sehpasındaki son sözü Paramazlarla aynıydı. Sadece Paramazlar istanbul’da, Ekmekçiyan ise Ankara’da idam edilmişti; ama ölüm, halkın kurtuluşu uğrunda ölenler için her yerde aynıydı…
29 OCAK ANKARA ADIN KARA…
Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar