Dünden bugüne İmam kılığındaki İngiliz, Rum, Ermeni Casuslar…!
İngilizler, Protestanlığı yaymak ve İngiltere’nin çıkarlarını sağlamak için 1646’da Misyoner Derneği’ni kurmuştu. Bu derneğin görünürdeki görevi Protestanlığı yayarken İslamiyet’i yok etmek, gizli görevi ise İngiltere’nin çıkarları için araştırma ve çalışmalar yapmaktı.
Misyonerler zeki çocuklardan seçilir, çok iyi bir eğitimden sonra ülkelere gönderilirlerdi; Hindistan, Tibet, Afganistan, Çin, Afrika, Amerika, Avustralya, Rusya, Türkiye vd.
İngiltere misyonerlerin verdiği bilgiler doğrultusunda sömürgesi yapacağı ülkelere bir yabancı gibi değil, kendi ülkesine girer gibi girer ve yerleşirdi. İngiltere misyonerler vasıtasıyla 19. Yüzyılda ‘Üzerinde güneş batmayan Britanya İmparatorluğu’nu kurdu, ancak 2. Dünya Savaşı’ndan sonra çözüldü.
Sultan Abdülmecid (1823-1861) zamanında Bahriye/Donanma Kaymakamlarından Vize’li Mustafa, İngiltere’nin hediye ettiği vapuru almak için Londra’ya gider. Onu karşılayan Mr. John’un Türkçesine hayran kalır ve Türkçeyi nereden öğrendiğini sorar. Mr. John, Türkçeyi nasıl öğrendiğini şöyle anlatır: ‘Ben ve arkadaşım (Muhammed Ali) Herbert, on yaşında iken Misyoner Derneği tarafından İstanbul’a gönderilmiştik. İstanbul’a vardığımızda doğruca İngiliz Elçiliğine gittik. Elçi beni, Elçilik hizmetçisi Kapandakik’te (Unkapanı) oturan Ali Ağaya teslim etti ve şöyle emretti: “Ali Ağa, bu çocuğun adı (John) İbrahim’dir ve senin oğlundur. Herkese böyle söyleyeceksin. Buna karşılık sana On lira (2020’lerin iki yüz bin lirasının çok üzerinde) vereceğiz. Bu para ile bu çocuğu mahalle mektebinde okutacaksın ve tıpkı senin öz çocuğunmuş gibi yedirecek, içirecek ve giydireceksin. Adetiniz nasılsa öyle terbiye edeceksin. Ayda bir kere gece vakti İngiliz Elçiliğine getirip bana göstereceksin’ dedi.
Hizmetçi Ali Ağa da beni evine götürdü eşi Gülsüm hanıma teslim ederek; “İşte sana evlat getirdim, bunu büyüteceksin” dedi.
Mahalle mektebine başladım, Türkçeyi öğrenmeye başladım.
Bayezit Camii şerifinde Müderris Palabıyık Ali Efendi’nin derslerine girdim. Cüppemle, sarığımla yolda yürürken görenler “Ne çelebi çocuk” derlerdi.
Tesbihim elimde, kitabım koltuğumda, evimden medreseye, cami şerife ve dershaneye gider gelirdim. Sarf, Nahiv, Avamil, Kafiye, Mantık, Tasavvurat, Tasdikat, Kelam, Fıkıh, Tefsir vd kitapları sırasıyla okudum ve öğrendim. Arapça dersinde arkadaşlar arasında birinciydim.”
Misyoner Herbert’e (Muhammed Ali) verilen görev Bektaşi tarikatını öğrenmek idi. Sünniliği, Dört Mezhebi öğrendikten sonra Konya’ya gönderildi. Herbert, Bektaşi tarikatına girdikten sonra Halife makamına kadar yükseldi.
Prof. Harlet’in oğlu Mr. Nebit de on üç yaşında iken 1834 yılında İngiliz Elçiliğine gönderilir. Mr. Nebit, Tahsin takma adıyla Türkçesini ilerletmek için elçilik görevlilerinden Hüseyin Ağa’ya teslim edilir. Mr. Nebit/Tahsin iki sene kadar gündüzleri Elçiliğe, geceleri de Hüseyin Ağa’nın evine devam eder. Hüseyin Ağa, Mr. Nebit/Tahsin’i Fatih hocalarından Hopa’lı Ömer Efendi’ye çömez/hizmetçi öğrenci olarak teslim eder.
İngilizlere yakınlığı ile bilinen Sadrazam Mustafa Reşit Paşa, misyonerlere devlet katında maaşlı görevler verdi. 1838’de Balta Limanı Anlaşması ile İngilizlere, Osmanlı topraklarında vergilerden muaf ticaret yetkisi tanıdı; Osmanlı ekonomisinin çöküşü başladı.
İngiltere’nin silahlandırdığı Yunan ordusu 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıktı ve insanlarımızı vahşice katletmeye başladı. Fakat, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, onları 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize döktü.
İngiltere ve ABD içerideki ve dışarıdaki Misyoner/casusları ile 1945’lerden itibaren tekrar Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkma faaliyetlerine başladı.
Bu konudaki yazılarıma devam edeceğim.
Adnan PELVANLAR
Kaynak:
1-İngiliz Misyonerleri- Ahmet Hamdi (Doğ.1851-Öl.1917) Edille Yay.
2-Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri- Prof. Dr. Süreyya Sırma- Beyan Yay.1999
EGEDE YAŞAM ::: Özgür İnternet Gazetesi
Halkın ve Sadece Haklının Yanında…