İzmir’in köklü gazetelerinden olan Yeni Asır 27.01.2022 tarihinde Erhan Güleç köşesinde duyumlar üzerine bir yazı oluşturmuş! Ben buna “çamur at, izi kalsın “ algısı üzerine oluşturulan bir yazı olarak okudum.
Yeni Asır gazetesi İzmir’in köklü olmaz ise olamaz Cumhuriyet gazetesinin yanında yerel gazete olarak okunur ve mutlaka her eve girerdi.İktidarın ve hatta AKP’nin günlük yayın bültenine dönüşünceye kadar! Şimdilerde bu gazete,İzmir’liler tarafından siyasi bir partinin yayın organı olarak görülmektedir,vede hiç tiraj alamamaktadır…
Erhan Güleç’in duyum üzerine köşesine taşıdığı İBB İnsan kaynakları Daire Başkanı Ahsen Düşenkalkan’ı biraz size tanıtayım istedim; İzmir’liler ” İzmir’in ekmeğini yiyen, suyunu içen her bir birey, doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi, macır’ı, göçmeni,etnik,mezhepsel, bölgesel,ırksal kimliğine bakılmaksızın her kes İzmirlidir. Kendini İzmirli tanımlar. “ Ahdı-vefaya çok önem veririler. Bu anlamda Düşenkalkan’ı sizlere tanıtmak istedim.
İzmir’in efsane Belediye Başkanlarından rahmetli İhsan Alyanak’ın 1980 öncesi efsane Meclis ve encümen üyelerinden olan Asiye Düşenkalkan’ın kızıdır. Asiye ablamız yiğit erkek gibi kadınlardan biriydi. Tüm partililerin emrinde, ön seçimle yönetimlere gelmiş, savaşçı, halkçı biriydi. Biz gençlik kollarında Tepecikteki evinden çıkmazdık. Sofrası her daim açıktı. İzmir’in annesi, sevdiği, saydığı yiğit bir parti emekçisiydi. İzmir’e, insanlarına katkısı, emeği çok fazlaydı. Eskiler çok iyi bilir. Rahmetli Asiye ablamız, onurlu, dik duruşuyla çocuklarını yetiştirmiş ve İzmir’e hizmet etmeye çocuklarıyla devam ediyor. Ahdı-Vefayı İzmir liler çok iyi bilir. Tanımayanlara, bilmeyenlere küçük bir anımsama olsun istedim. Çamuru atarken, çamurla oynayana geriye bulaşacağını da unutmayın istedim.
Neptün Soyer ne böyle bir olaya müdahil olmuş nede Ahsen hanımla böyle bir diyalog yaşanmış. Senaryo yanlış yazılmış. Tutmadı. Birde bu senaryoya biraz mizansen katılmış. Eh tabi senaryoyu yazarken Genel Sekreter Yardımcısı Barış Karcı’yı katalım ki hem akıcı, hem de bağlayıcı olsun değil mi?
Barış Karcı benim çok sevdiğim rahmetli Mehmet Karcı’nın oğludur. 1980 yılları Faşist darbenin eseri olarak mahpusluk ve tutsaklık dönemlerini yaşamıştık. Hep sosyal, pozitif yaşam ve bakış açısıyla hayata bağlı biriydi Mehmet Karcı. Yaşamı Ülkesine hizmet etmek, dayanışma ve paylaşım içerisinde olmaktı. İnşaat Mühendisleri oda Başkanlığı görevini de bir dönem üstlenmişti. İşte Barış Karcı böyle onurlu yiğit bir babanın oğludur! Barış’ı da Neptün hanımın sözcüsü ve tetikçisi gibi gösterme bilinçaltı operasyonunuz tutmadı beyler. Sizleri daha zeki senaryolar kurmaya davet ediyorum. Burada da çamur kendi üzerinize sıçramıştır. Bende küçük bir araştırma yaptım ve bu bilgilere ulaştım. Ahsen hanımın ve Barış beyin telefonları 7/24 açık ve ulaşılır konumda olduğuna göre kendilerini arayıp bilgileri teyit edebildiniz mi? Amaç gerçeğe ulaşmak olmadığına göre ne gerek var değil mi?
Dünkü yazımda Ahdı-vefa dan bahsetmiştim. Ahdı-vefa herkese lazımdır. Tıpkı hukuk gibi, tıpkı demokrasi gibi, empati yapın ve yaşama biraz hoş görü penceresinden bakmayı deneyin derim sizlere! Halkın bilgi edinme hakkını doğru ve gerçek bilgilerle taçlandıralım derim ben!
Kalın sağlıcakla sevgili okurlarım.
bilgilendirme ve düzeltme
Öncelikle teşekkür ederim.
Küçük bir bilgi vermeliyim.
Mehmet Karcı ile soyadı benzerligimiz var.
İkimizde Manisa’lıyız. O Kula’dan ben Sarıgöl .
Hep beni evlat ve yeğen olarak tanıttı. Babamın da siyaseten de çok yakın arkadaşı.
Babam Ömer Karcı , Manisa Sarıgöl de 2004-2014 arası CHP den belediye başkanlığı yapan bir öğretmen.
İlginize teşekkür ederim. Saygılarımla
Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar
EGEDE YAŞAM
Özgür İnternet Gazetesi – Halkın Yanında
egedeyasam.net
egedeyasam.com