Bahçeli’nin İmam Gazali tutkusu…
2010 yılı idi. İstanbul- MHP Gaziosmanpaşa ilçe binasında gençlere siyasi ve iktisadi tarihimizle ilgili sunumlar yapıyordum. Bahçeli’nin Bakırköy Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na gelip konuşma yapacağını öğrendim.
Oda binasının toplantı salonuna gittim, üyelerle birlikte beklemeye başladım. Toplantıya gelenler nalbur, minibüsçü, kuaför gibi esnaf idi. Aralarında otururken konuşmalarından öğreniyordum; hepsinin devletten veya belediyeden birçok şikayeti ve isteği vardı. Toplantıya gelenler, bu şikayetlerinin Bahçeli tarafından dinlenip yardımcı olacağını umuyorlardı.
Bahçeli, Celal Adan ve (kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’e İngilizlerin yardım ettiği iftirasını atan) Mithat Melen’le birlikte geldi. Bahçeli, salona girip selam verdikten sonra İslam Dünyasının geri kalmasında en etkili kişi olan Eşari düşünceli İmam Gazali’den deyişler aktarmaya başladı! Bahçeli’nin, herkesin İmam Gazali’yi tanımasını, düşüncelerine saygı göstermesini amaçladığı açıktı. Bahçeli, İmam Gazali’den başka hiçbir konuya değinmeden toplantıdan ayrıldı.
Bahçeli’nin İmam Gazali’yi anması, anlatması dine çok düşkün olmasından mı ileri geliyordu? MHP Genel Merkezindeki mescitte Cuma namazlarına 7 yıl boyunca hiç katılmayan Bahçeli, kendisini namaza davet eden Hoca Mehmet Demirdelen’i (Mart-2017) kovmuştu!
https://www.haber7.com/siyaset/haber/290184-bahceli-partinin-imamini-niye-kovdu
https://odatv4.com/siyaset/bahceliye-bu-sozleri-soyleyen-imamin-basina-neler-geldi-2103171200-112101
İmam Gazali’ye göre (Allah’ın verdiği) aklı kullanarak olayları, konuları eleştiren ve yeni yorumlarla değiştirmeye kalkan, ulemaya teslim olmayan Müslüman makbul değildi, imanı eksik kalırdı. Müslüman, aklını kullanmamalı, soru sormamalı, itirazsız boyun eğmeliydi…
Sunumlar nedeniyle bir süre içinde bulunduğum MHP’de şunlara tanık oldum: tartışma ortamı yoktu, olumlu eleştirilere bile fırsat verilmiyordu; herhangi bir konuşmadan eleştiri anlamı çıkartıldığında hemen “Aman, partimizi yıpratmayalım!”, “Başbuğ eleştirilmez!” diyerek konuşanı sustururlardı. MHP’de yaratılmış kültür buydu; Başbuğ ve Parti eleştirilemez! MHP ve Ülkü Ocakları’na İmam Gazali’nin “Soru sormayacaksın, sorgulamayacaksın, aklını kullanmayacaksın, ne denirse onu kabul edeceksin!” öğretisi yerleştirilmişti.
MHP’li ve ülkücü kişilerin düşüncelerini özgürce açıklaması yasaktı. Başbuğ dedikleri Bahçeli’nin kulları olmuşlardı. Tarikat şeyhlerinin müritleri gibi…
MHP’de oluşturulan bu sert ve sıkı anlayış içinde tutulan gençler düşünemeyen, yorum yapamayan, yenilik yaratamayan ama çekişmeye, sürtüşmeye yatkın, ülkemizi uçuruma sürükleyen yanlışların, olayların ayırdına varamayan bir yapıda kalmışlardı. Bu yapıda ve seviyede bırakılmış gençlerimiz, ülke kalkınmasına katkıda bulunabilirler mi?
MHP’li üyelerin Türkiye’nin siyasi ve iktisadi tarihi bilgileri yok denecek kadar azdır, öğrenmeleri için teşvik eden de yoktur.
Gençliğinden beri MHP’li olan Meral Akşener de “Ben ekonomi bilmem, hukuk da bilmem…” demedi mi?
Düşünce özgürlüğü olmayan toplumlar yozlaşır, giderek çözülür ve dağılır. Çünkü sorunlarını irdeleyemezler, çözüm üretemezler. Kusuru başkalarında ararlar. Ve bu toplumlar, neden geri kaldıklarını sorgulamaya kalksalar da gerçekleri göz ardı ederler.
Yıl 2024, MHP’nin nerelere savrulduğunu en son Sinan Ateş cinayetiyle gördük…!
Adnan PELVANLAR
EGEDE YAŞAM ::: Özgür İnternet Gazetesi
Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
YAŞASIN CUMHURİYET…