TÜRKİYE’DE EĞİTİM SİSTEMİ.
Eğitim, bir toplumun gelişmesindeki en önemli temel bir meseledir.
Ailede başlar, okulda gelişir ve toplumda yerini alır ve değer kazanır. Ancak,
eğitimin bir toplumun gelişmesindeki, temel rolü, yine toplumu oluşturan
Katmanların genel durumu ile orantılıdır.
Kültürlü ve eğitimli bir toplum, gelişmeye ve çağdaşlığa açık bir
toplumdur. Bu değerlerden yoksun bir toplum ise, sosyal bilinç düzeyi düşük
olduğundan, kendi iç dinamiklerini toplumun lehine değerlendirip, harekete
geçiremez. Dolayısıyla, İktisadi, siyasi, ve kültürel olarak, sonuçta bizde
olduğu gibi “BAĞIMLI” bir toplum durumuna düşer.
Toplumsal eğitimin temelini oluşturan “Yüksek Eğitim” ise, bir ulusun
geleceğini ve kaderini tayin eder. Buradaki temel amaç ise, Bilim, İlim ve
teknik alanları öne çıkarmaktır. Araştırmaların önü mutlak açılmalıdır.
Ezbere dayalı eğitim alışkanlığı ortadan kaldırılmalıdır. Gelişmişliğin ve
çağdaşlığın düşünce merkezinde bu gerçekler yatmaktadır. Yüksek öğrenimin
insanlığın hizmetinde oluşması için Devlet olarak bütün imkanları seferber
etmek zorundayız. Bilim adamı yetiştirmek kolay değil. Yeterince laboratuvar,
ekonomik imkan, teknik malzeme ve eğitimi kolaylaştıracak imkan ve fırsat
verilmelidir. Bu nedenle merkezinde insan olan temel politikalardan, başta
eğitim, Sağlık, Tarım ve Çevre, Millîleştirilmeli ve hangi iktidar gelirse, gelsin
bu değerlerin genleriyle oynamamalı. Günümüzde 17 yılda 12 M.Eğitim
Bakanı değişti ve her gelen, kendisinden önceki Bakanın politikasını
beğenmedi ve kendi kafasına göre politika uyguladı. Ülkenin ve toplumun
sahip olduğu reel değerler göz ardı edildi. Bir başka önemli huşu ise “ YÖK”
meselesidir. Varlığı ve uygulamalardaki anlayışları, Üniversitelerimizin
“ÖZERKLİK” anlayışlarına gölge düşürdüğü gibi, eğitim kurumlarımızın
gelişmesi için değil, iktidar olan siyasetlerin düşüncelerini uygulamaua
sokmasıdır. Ayrıca sistemin bu günkü yanlışlığı yüzünden bir çok gencimiz
İstedikleri bölümlere girememekte ve mezun olduklarında da, Türkiyede ki
istihdamsızlık yüzünden kendi mesleki dallarında ya iş bulamamaktalar, yada
mesleklerinin dışında işlerde çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Ülkemizin
Eğitim sistemi, 1950’li yıllardan beri Emperyalist ülkelerle yapılan ikili
anlaşmalar yüzünden dışa bağımlı olduğundan, Eğitim sistemimizde diğer bir
çok konuda olduğu gibi gelişmesi önlenmiştir. Yabancılaşma, dilimiz dahil
hemen hemen bütün kültürümüzü olumsuz yönde etkilemiştir.
Eğitim sistemimizi, çağdaş ve kalkınmış bir ülkenin şartlarına uygun hale
getirmemiz gerekmektedir. Gazi M.Kemal Atatürk; “…Eeğer bu ülkede
Cumhurbaşkanı olmasaydım,Milli Eğitim Bakanı olur,çocuklarımıza hızmet
ederdim” demesi Eğitime verilen önemin göstergesidir.
Gazi KESKİN
Araştırmacı Yazar-Şair
egedeyasam.net
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.