SANATA BİÇİLEN DEĞER…
“Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve uğraşlardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır.” “Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız.”
“Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.”
ATATÜRK
“Bunlar ne cins adamlar. Sen sanatçı olsan ne olur, profesör olsan ne olur, doçent olsan ne olur? ”Bunlar sanatçı müsveddesi”
ERDOĞAN
“Sırça köşklerde yaşayanlar, sırça köşklerinden çıkmayanlar, salon siyasetçileri, oturdukları yerden benim aleyhimde tweet atan, sözde sanatçılar…
Muharrem İnce
Daha bir çok siyasetçi ne yazık ki bu talihsiz sözlerle sanata ve sanatçıya laf ederken, kendi seviyelerini sergilemiş oluyor, 11 yaşımda sahneye çıkmış sanatın dört dalında bu yaşıma kadar hizmet etmiş bir İzmir’li sanatçı olarak, bu içimde kalan yarayı yazmak istedim.
Peki, bir de Dünyanın en büyük vatanseveri, ilk ve tek başkomutanımız, şarkılara türkülere eşlik eden, çok güzel zeybek oynayan,Cumhurbaşkanlığı orkestrasını, operayı kuran ve sırasıyla,
( Musiki Muallim Mektebi (1924), İstanbul Konservatuarı (1926), Ankara Devlet Konservatuarı (1936), Ankara Askeri Müzik Okulu (1938)) …bu kurumlarla zaten ulaşılamaz nitelikte kalitede ki, asrın lideri,savaş zamanında ne yapmış, buyrun okuyun lütfen…
Mustafa Kemal bir gün cephede dolaşırken gözüne bir hat sanatı ilişiyor.”Kim yaptı bunu?” diyor.
“Hattat bir arkadaşımız var efendim, Macit, İstanbullu, o yaptı” diyorlar. “Çağırın gelsin” diyor. Çağırıyorlar, geliyor Macit. “Buyurun komutanım” diyor.
– Sen mi yaptın bunu?
– Evet, ben yaptım, komutanım.
– Neden yaptın?
– Arkadaşlarım görsünler diye, komutanım.
– Ne zaman yaptın?
– Dün gece, nöbette, cigaramın ateşiyle yaptım, komutanım.
– Kaç senedir hat sanatıyla uğraşıyorsun sen?
– Yedi senedir bu sanatı yaparım, komutanım.
-Nerelisin sen?
-İstanbulluyum, komutanım.
“Yüzbaşıyı çağır bana” diyor. Geliyor yüzbaşı. “Bunun sivillerini verin;
İstanbul’a yollayın, memleketine.” diyor.
Macit “Komutanım, ben buraya
savaşmaya geldim.”diyor.
Atatürk “Hadi git evladım sen; memleketin sanatçıya ihtiyacı var, öleceksek biz ölürüz” diyor.
Mustafa Kemal sanata ve sanatçıya bu kadar değer vermiş,o zamanın şartlarında bile her sıkıntıya ve zorluğa rağmen sanat ve sanatçının önünü açmıştır.
Ruhu şad olsun.
Sanat Dünya üzerinde siyaset ve medyadan sonra gelen en kuvvetli güçtür, bunu doğru kanalize eden ülkeler bu yolla trilyon dolarlar kazanmakla kalmaz, kendi siyasi görüşlerini ve ilkelerini tüm dünyaya kabul ettirirler.
Sanat uğruna hiç bir birikime sahip olamadan, yaşlı bakım evlerinde yaşamlarını beş parasız yitiren, sinema ve tiyatro emekçilerine, pandemi döneminde günlük geçimini müzikle sağlayan beş parasız kalıp esturmanını satan ve nihayetinde açlığa mahkum kalıp, intihar eden,ve her şeye rağmen sanat yapmayı sürdüren,bu cesur yürekli yoldaşlarıma selam olsun aramızdan ayrılanların ışıkları daim yolları cennet taşlarıyla döşensin, Allah hepsinden razı olsun..
Sevgilerimle…
Haşmet GÜRBÜZ
Genel Sanat Yönetmeni