15 Temmuz 2016 tarihi Faşist Feto yandaşlarının darbe girişimini yaşamıştık ülke olarak. Bu darbenin oluş biçimiyle kafalarda soru işaretleri oluşmuştu! Bu ülkenin insanları çok darbeler yaşamış ve atlatmış olduğundan bir hayli tecrübeli sayılabilirdi!
Bu darbe biraz garipsenmişti! Oluş biçimi de uzun süre sosyal medyada ve basında çeşitli yorumlara neden olmuştu. Ismarlama darbeden tutunda, bir yapı ve gücün planlı farklı bir darbenin alt yapısı olduğu da söylemler arasındaydı.
Darbenin ardından Feto yanlılarının Devlet odaklarından temizlenmesine yönelik OHAL getirilmişti. Bu OHAL yasasının halka dönük olmadığının altı uzunca çizilmişti. Uygulamalarda OHAL adı altında her şeye dokunulduğunu da yalamış olduk. Aslında planlı yeni bir sivil rejim değişikliğinin alt operasyonu muydu? Dedim ya, insanoğlu düşünmeden edemiyor!
Geldik bu güne; Anayasanın 18 Maddesinin değiştirilmesini TBMM sinde canlı olarak izledik. Yangından mal kaçırır gibi yıldırım hızıyla geldi ve geçti. Partili Cumhurbaşkanlığı “ Başkanlık” yargı, yürütme ve yasamayı tek elde toplayan bir yapı içerisine dönüşerek geçti. Adeta diktatörlüğün çakıl taşları döşendi. Kim ne derse desin, özü budur.
Söz Milletin dediler. Muhtemelen 02. Nisan 2017 tarihinde referandum oylaması yapılacak. Dördüncü güç havuz medyası da tüm varlığını ortaya koyacaktır. Türkiye yurttaşı kaderini oylayacak. Bu Maddelere evet ya da hayır diyecek. Cumhuriyet değerleri Osmanlı değerlerine dönüşümün ilk oylaması masumiyet altında halka yedirilecek.
Bugün sosyal medyada İzmir’in kurtuluş gününü de tartışmaya açmış olduğunu görüyoruz. İzmir’in kurtuluşu Yunan İşgalinin son bulduğu 9 Eylül 1922 yerine Osmanlının İzmir’i ilk aldığı tarihi 25 Mart 1081 tarihini İzmir’in kurtuluş günü olarak görkemli bir şekilde kutlama hazırlıklarına başlanacakmış! Osmanlı algısı kılcal damarlarımıza şırınga ile enjekte ediliyor.
Daha dün Suriye’de beş askerimiz DEAŞ dinci faşistlerince bombalı saldırı sonrası şehit oldular. Dokuz askerimizde yaralandı. Suriye batağında ölen askerlerimiz 53 ‘e dayandı. Halifelik peşinde daha kaç ülkemin yoksul halkının evlatları katledilecekler.
Ülke içinde daha dün iki roket atar saldırısı ve bugün de bombalı silahlı bir saldırıyı haberlerde duyduk. Neredeyse günde iki üç terör olaylarını ülke olarak yaşar hale geldik. Toplum bu haberlere de kanıksamış gözlerle bakmaya başladı. Günlük yaşamın bir parçası konumunda değerlendiriyor.
Ülkenin gündemi Tek adamlıkmış gibi Anayasa değişikliği ile meşgulüz. Ben halkımızın sağduyulu davranacağı inancımı korumak istiyorum. Referandum oylamasını bu anlamda hayırla sonuçlanacağı inancımı korumak istiyorum. Bir toplum bu kadar kendi sonunu ve kaderini olumsuzca oylayamaz diye düşünmek istiyorum.
Referandumdan bu yasa bu şekliyle geçecek olursa eğer bunun ardından eyalet sistemleri de gelecektir. Bunun için kahin olmaya gerek yoktur. Bütün dünya da ki Başkanlık sistemlerinin özünde eyalet sistemleri yatmaktadır. Bunu da dip not olarak belleklere düşeyim istedim.
Kısacası ülke olarak Cumhuriyet sistemini ve kendi geleceğimizi referandumda oylayacağız. Kurulan tuzağın aslı astarı budur! Yasanın Maddelerini ve satır aralarını iyi okuyun. Sonra bizde kandırıldık sav satasına sarılmayın. Bu ülkede, bu günlerde yeni trend ve moda bildiğiniz gibi kandırılmak. Kandırıldık diyorsunuz, hop aklanıveriyorsunuz! Unuttuğunuz bir şey var. Tarih affetmez! Tarihin hafızası ve belleği güçlüdür. Bunu da unutmayınız!
Kalın sağlıcakla, esenlik dolu düşün dolu günler dilerim.
Araştırmacı ve Yazar
Turan ÇATAL
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.