”Yok, olmaz bu iş… Ne yaparsan yap, sonuç hep aynı olacak!
Asla çözülmez bu durum, ben sana söyleyeyim… Bizim hangi işimiz düzgün gitti ki bu gitsin!”
Bunlar “iç ses”iniz mi yoksa çevrenizde bu sözleri söyleyen kişiler mi var?
“Öğrenilmiş çaresizlik” zincirini kırmak zor ama imkansız değil.
Martin Seligman, teorisini şöyle özetler:
“Ne zaman ki bir kişi, yaptığı şeyin küçük de olsa fark yaratamayacağına kendini ısrarla inandırırsa, kendini çaresiz hissedecek ve hiçbir şey yapmamayı tercih edecektir.”
Önceleri beyinlerimiz çok özel SUBLİMİNAL mesajlarla bombalandı, ardından artık gizli değil açık açık göstere göstere ele geçirdiler.
Peki kimler ?..
Bu kısmı çok yazdım eski yazılarıma lütfen bakınız.
Şimdi konuya dönecek olursam, eski salon filmleri dediğimiz ve Türkiye’de de, çok güzel örnekleri yapılan sevgi dolu aşk dolu filmlerle erkek erkek gibi kadın kadın gibiydi, hiç bir cins birbirinin cinsiyetine özendirici ve tetikleyici role soyunmazdı.
Son demde görsel medyada, makale ve yazılarda çok önceden hazırladıkları şeye yani erkeğin kadına, kadının erkeğe ihtiyacı olmadığını hazırladılar, özellikle homoseksüellik adına tüm yapımlarda özendirici ve büyük paraların döndüğü göz boyamalar ve beyin yıkamalar, metroseksüel erkek diyerek algı oyunlarıyla hazırladıkları kadın gibi erkeklerin günümüzde tüm dünya piyasasını ele geçirdiği aşikar.
Gelinen noktada ise, ‘robotik insan’ argoritması, Yapay zeka alanında yaşanan gelişmeler robotların insanın yerini alacağı endişelerine neden olurken, “insan olanın sınırlarının aşılması manasını taşıyan” transhümanizm hareketi ile birlikte geleceğin; düşünen robotların değil, robot-insan karışımı olan “cyborg”larda olduğu düşünülmektedir.
Japonya bu işte epey yol aldı öyleki; insan tenine en yakın yapay deri giydirilmiş seks robotları size çay kahve ve sohbet dahil her türlü ihtiyacınızı karşılayacak düzende hazır beklemekte.
Zaten malum oyuncaklarla kadınlara da erkek arama ihtiyaçları ortadan kaldırılmıştır.
Ha diyeceksiniz ki ya duygu!..Elbette duygu henüz çözümsüz.
Dikkatinizi çekti mi bilmem ama, instagram da iki çıplak erkeğin öpüşürken ve bedenleri yapışık şekilde 3 resim yayınlandı ulu orta çoluk çocuğun takip ettiği bir sosyal medyada.
Öte yandan silah ve güç, tecavüz, para hırsı, her türlü güç kullanımı önce gizli mesajlarla beyne işlendi, sonra filmlerle dizilerle hatta şarkıların sözleriyle ve klipleriyle de açıkça Dünya düzeninin içine edilmiş ve geleceğin çok parlak olamayacağı bizlerin yaşadığı o güzel günlerin bir daha yaşanılmayacağı bir düzen.
Sonuç itibariyle zaten yalnızlaşan bizleri, asosyal hale dönüştürdüler, sosyal medya diye bayıldığımız platformlar önceleri cazip gelse de İNSANLIĞIMIZI çaldı, son kalan insanlık kırıntılarımızı da farkında olmadan kaybettik.
Bunlarla baş edebilmek çok zor olsa da asla ”öğrenilmiş çaresizlik” sendromuna girmemek için birbirimize ”Sevgiyle” sarılmaya çok daha fazla ihtiyacımız var, çünkü henüz ulaşamadıkları tek yer kalplerimiz.
Sevgilerimle…
Haşmet GÜRBÜZ
Genel Sanat Yönetmeni
EGEDE YAŞAM
Özgür İnternet Gazetesi – Halkın Yanında
egedeyasam.net
egedeyasam.com