İzmir İli Seferisar İlçesinin iki dönem Belediye Başkanlığını yapan Sayın Tunç Soyer’in İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olarak atanmasından sonra sağ ve sığ kafalar kurdukları senaryoları çamur at izi kalsın mantığıyla hayata geçirmeye çalışıyorlar.
Nurettin Soyer hakkında ki gerçekler nelerdir? Ben şahsen 1980 askeri faşist darbesini bizzat dibine kadar yaşamış biriyim. Devrimci mücadeleyi hiçbir şahsi menfaat gözetmeksizin Türkiye’nin tam bağımsızlığı, hukuk ve demokrasiyi kurma adına yapıyorduk. Bunun karşısındaki faşist görüşlerle olağan olarak çatışma süreçleri yaşandı. Bu yaşananların yargısal ve hukuksal süreçleri de gayet olağandır. Kısacası ülke 1980 askeri darbeyi yaşadı. Bunu artık herkes biliyor. Ben bu konunun derinliğine girmiyorum. Ülkenin içindeki durum buydu!
Nurettin Soyer o dönemde askeri hukuk adamı kimliği ile karşımıza çıkıyor. Meslek hayatında adaleti eşit dağıtan, insani yapısıyla, sosyal demokrat yaşam tarzıyla bilinen biri olduğunu yazılı kaynaklardan öğreniyoruz.
Askeri darbe sürecinde bile hukuk ve adalet anlayışını uygulama biçiminden birkaç örnekle objektif bir şekilde irdeleyelim;
*12 Eylül 1980’den hemen önce darbe istihbarıtı alan MHP Genel Merkezinden kimi bavulların kaçırılarak gömüldüğü belirleniyor. Dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun yer göstermesiyle, Anıtkabir’in hemen karşısında, bugün Anıtpark olan yerde, 100 m2 lik bir alan kazılıyor. C-4 patlayıcılar, silah iğneleri, silah parçaları, değiştirilmiş silah namluları bulunuyor. Nurettin Soyer bir hukuk adamı kimliği ile üstünümü örtecekti? Yok mu sayacaktı? O dönemde çok önemli bir siyasi cinayeti görmezden mi gelecekti? MHP’li Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak cinayetinden kuşkulanarak gözaltına alınan sol bir örgüte bağlı sanığın verdiği ifadede; bölgedeki bir arsayı betimlemesi gibi küçük bir ayrıntıdan yola çıkarak, gözaltındakilerden biri olduğunu tespit eden de Nurettin Soyer’dir. Sağ-sol anlayışı ile değil mevcut yasaların hukuk adamı kimliği ile olaya yaklaşmıştır. Gün Sazak eyleminin failini yakalamıştır. Daha sonra bu eylemi Dev-Sol üstlenmiştir.
*Yine hukuk adamı kimliği ile Nurettin Soyer’i izliyoruz. Mevcut yasalar ve hukuk ne gerektiriyorsa içine insani ve sosyal demokrat kişiliğini de katarak, taraf tutmadan tam bir adalet uygulayıcısı olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Ne yapacaktı, eli kanlı, masum insanları katleden katilleri serbest mi bırakacaktı? Yayıncı İlhan Erdost’un Mamak Askeri Cezaevi’nde ülkücü militan Kısmet Çağlar’ında aralarında bulunduğu askerler tarafından işkence ile dövülerek soruşturmasını yürüten Başsavcı Nurettin Soyer olduğunu görüyoruz. 1978’de Mamak’ta kahve tarayıp 5 kişiyi öldüren ülkücü İsa Armağan ile Mustafa Pehlivanoğlu’nu soruşturanda Nurettin Soyer’di. Bu davanın sonucunda idam kararı verildi. Bu eli kanlı faşist insanlar idam sehpasında asılarak öldürüldüler. Ne yapacaktı Başsavcı Nurettin Soyer, bu katilleri serbest mi bıraktıracaktı?
1979’da gasp ettikleri taksinin şoförüne önce tecavüz edip sonra onu bir kümese tıktıktan sonra Piyangotepe’de taradıkları kahvede 7 kişiyi öldüren ülkücü Ali Bülent Orkan ( idam edildi) ve arkadaşlarının soruşturmasını yürüten de Başsavcı Nurettin Soyer’di. Nurettin Soyer dürüst ve hukuka bağlı kişiliği ile karşımıza çıkmaktadır. 12 Eylül döneminde göz altına alınan Zeynel Abidin Ceylan’ın Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde öldürülmesini soruşturan işkenceci polis faillerini mahkum ettiren de Başsavcı Nurettin Soyer olduğunu görüyoruz.
28 Mayıs 1980’de Ankara’da eylem yapan toplum polislerinin üstüne ateş emirini veren Sıkıyönetim Komutanı Recep Ergun’un önüne geçerek durduran “bu bir katliamdır.” Diyen de Nurettin Soyer’dir.
*Ülkenin bugün içinde olduğu faşist 15-16 Temmuz 2016 feto kalkışmasını tüm ülke olarak ibretle izledik. Ülkenin bu güne nasıl geldiğini daha o günlerden gören hukuk adamı adalet arayıcısı ve koruyucusu Askeri Başsavcı Nurettin Soyer’di. Nasıl mı? Herkes el etek öperken, yalakalıkta sınır tanımazken, Nurettin Soyer engin hukuk ve adalet öngörüsüyle bugünleri görmüştür.
19 Ağustos 1971’de Fetullah Gülen hakkından “DEVLET DÜZENİNİ BOZMAK VE ANAYASAL DÜZENİ ETKİSİZLEŞTİRMEK” suçunu oluşturmak adına ilk defe dini kullanan faşist Fettullah Gülen hakkında iddianame hazırlamıştır. Oluşturulan iddianame neticesinde Fettullah Gülen ilk defa yargılanmış ve 3 yıl ceza almıştır.
Başsavcı Nurettin Soyer’in hazırladığı iddianame kabul edilince Askeri Hakim Albay Kaya Alpkartal iddianameye tepki göstermiş davanın üzerine güçlü gittiği için Başsavcı Nurettin Soyer’e yumrukla saldırmıştır. Bu olay adalet tarihinde ilk ve sondur.
Bu gerici faşist kafalı askeri hakim Albay Kaya Alpkartal Nurettin Soyer’in açtığı tazminat davasını kaybetmiş ve 5 bin lira para cezası ödemeye mahkum edilmiştir.
Son dönemde gündeme oğlu Tunç Soyer’in İzmir Büyükşehir Belediyesine aday olmasıyla gelen Nurettin Soyer budur. Bugün hukuk adına, adalet adına hareket edenlerin örnek alacağı bir kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ben nasıl ki Köy Enstitü bir babanın oğlu olmanın haklı gururunu yaşıyorsam Tunç Soyer’inde böyle bir babanın oğlu olmanın haklı gururunu yaşıyor olduğunu düşünüyorum. Ben bir yurtsever, devrimci olarak Nurettin Soyer’in onurlu hukuk mücadelesinin önünde saygıyla eğiliyorum.
Güneş balçıkla sıvanmaz. Gerçeklerin bir gün mutlaka gün yüzüne çıkma gibi bir özelliği olduğunu unutmayınız! Çamur at izi kalsın mantığı ancak çamur atanların ellerini kirletir. Aynen kalplerinin kirli olduğu gibi!
Size bir hukuk adamından kısacık bir kesit sundum. Empati yapın bakalım. Sizi gidi gizli feto sevicileri sizi!
Araştırmacı ve Yazar
Turan ÇATAL
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.