Maryam Jameela Meryem Cemile Kimdir?
MÜSLÜMAN GÖRÜNÜMLÜ BİR YAHUDİ DÖNMESİ MERYEM CEMİLE
MARGARET MARCUSE (1934-2012)
Almanya’dan ABD’ye taşınan Yahudi bir ailenin kızıydı.
ABD’de gerekli din, siyaset ve istihbarat eğitimini alıp uzman bir ajan oldu!
Sonra İslam dünyasındaki görevine başladı.
Yahudi Margaret önce Hristiyan oldu, sonra Müslüman oldum dedi, Pakistan’a gönderildi.
Pakistan’daki tüm tarikat ve cemaat önderleriyle tanıştı, görüştü, fikir alışverişinde bulundu.
Pakistan, Mısır ve diğer İslam ülkelerinin önemli İslamcıları olan Seyyid Kutup, Mevdudi gibi isimlerle görüştü, yazıştı.
Onlara;
“Ben de Müslüman oldum, Müslümanlığı çok seviyorum, Batı emperyalizmine, materyalizmine ben de karşıyım.
Hristiyanlar, Yahudiler Müslümanlara düşmanlık ediyorlar, Müslümanlığı beraberce koruyalım, yüceltelim” dedi.
Tabi ki buna uygun olarak tam tesettüre girdi.
Görüntü, kıyafet, ibadet en katı İslam şeriatçısı halindeydi.Bu sözler bu görüntü tüm dini liderlerin çok hoşuna gitti.Hepsi samimiyetine inandı.
İslam dünyasında artık tesettür, kıyafet ve ibadet İslami inancın temel koşulu yapıldığından, Müslümanları bu şekillerle kandırmak bir ajan için kolay oldu.
Tıpkı Arabistanlı Lawrence gibi! Meryem Cemile Margaret Marcuse bu Cemaati İslami liderlerinden biri olan Muhammed Yusuf Han ile evlendi.
Artık gizli görevine de hızlı bir şekilde başlamıştı.
Aralıksız kitap yazıyor, kitapları tüm İslam dünyasına dağıtılıyor, görünmez bir el tarafından çok fazla satışı sağlanıyordu.
Meryem Cemile’nin yazdığı kitapların ortak noktası;
“Milliyetçilik kötüdür, Vatan ve Yurt sevgisi kötüdür, ümmetçilik iyidir” üzerine kuruluydu.
Bu siyasetin İslam ülkeleri için ne büyük tehlike ve ajanlık içerdiğini kimse anlayamadı.
“Seccadeyi koyduğun yer vatanındır, bunun dışında vatan savunması, millet ve milliyet savunması yapmayalım” diyordu.
Bu fikirlerle donatılmış kitapları tüm islam ülkelerinde milyonlarca sattı.
Ve Arap dünyasının 1967’de İsrail ile yaptığı ve feci şekilde yenilerek rezil olduğu 6 gün savaşlarından 5-6 yıl önce Meryem Cemil’e İslam ülkelerinde ajanlık görevine başlamıştı.
Çalışmaları kısa sürede sonuç vermeye başladı.
İslam ülkelerinde zaten zayıf olan milliyet ve vatan savunması ideali iyice körleşti.
Dincilik, akılsız şeriatçılık, tesettüre, karaçarçafa ve kadının saçının teline indirgenen şuursuz inanç tüm İslam ülkelerini perişan etti.
Dinini, inancını milletinin yükselmesi için vasıta olarak gören İsrail ise siyasi ve ekonomik kalkınmasını sürdürüp ilerledikçe ilerledi.
Müslümanları öldürmeye, varlıklarına el koymaya hızla devam etti.
Yani vatan savunması, milliyetçilik yapanlar, ümmetçilik yapanların tamamını önüne katıp koyun gibi sürdü kovaladı, perişan etti.
Ama İslam dünyası hala akıllanmadı
Türban ve tesettür edebiyatıyla bir batılı ajan bir çok İslam ülkesinin milli duygularını yok etmeye ve yenilmelerine yetti.
Irak’ı altın tepsi içinde ABD’ye ve küresel yahudi petrol şirketlerine teslim eden Kesnizanı Tarikatı da bu zihniyetin en son örneğidir.
Bizdeki Siyasal İslamcılar ve yol arkadaşı olan tarikat ve cemaatler de aynı merkezden emir aldığı için ülkenin en önemli milli değerlerine saldırmaları bundandır.
Kim bilir içimizde şu an kaç tane Milli, Milliyetçi, Atatürkçü, Dindar diye kendini bize yutturmuş olan Maryam Jameela gibi Türk Milletini Orta Asyaya sürme planları yapan casuslar verdır ve belkide biz onları kutsamaktayız.
Bu sebeple Lider seçerken mutlaka ana, baba, dede memleketine bakmak gerekir bu konuda hümanist olmanın bir manası yoktur.
Bizdeki Siyasal İslamcılar ve yol arkadaşı olan tarikat ve cemaatler de aynı merkezden emir aldığı için ülkenin en önemli milli değerlerine saldırmaları bundandır.
Tam 17 Aralık 1927’de Mustafa Kemal Atatürk Mecliste şunu diyor:
“Efendiler, biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil;
bilakis, bu tip yapılar din ve devlet düşmanı olduğu,
Selçuklu ve Osmanlı’yı bu yüzden batırdığı için yasakladık.”
Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar
EGEDE YAŞAM
Özgür İnternet Gazetesi – Halkın Yanında
%1 – %2