HALK DÜŞMANI ALİ BABACAN
Bilindiği gibi, 1949’da ABD ile imzaladığımız Fulbright Anlaşması’nın amacı, geleceğin Türk yöneticilerini, Atatürk milliyetçiliğinden uzaklaştırarak, ABD çıkarına kararlar alacak şekilde ABD’de eğitilmeleridir. Fulbright Anlaşması hala yürürlüktedir ve ABD’li uzmanların kotrolünde uygulanmaya devam edilmelktedir.
Ali Babacan da 1990 yılında Fulbright bursu ile (1990-1992) ABD– Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management’da İşletme dalında yüksek lisans yaptırılmış biridir.
Ali Babacan, 18 Kasım 2002- 28 Ağustos 2015 tarihleri arasında AKP Hükümetlerinde Ekonomi, Dış İşleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı yaptı; vahşi kapitalizm/neoliberalizmin, Özal ve Çiller’den eksik kalan, halkımızı yoksullaştıracak tüm ilke ve amaçlarını uygulamaya aldı:
1– 14 Ekim 2012: Başbakan Yardımcısı Ali Babacan: “Dolaylı vergi tahsilatı çok düşük”- 14.10.2012
https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/dolayli-vergi-tahsilati-cok-dusuk-1611429
Babacan, Türkiye’nin doğrudan vergilerinin yani gelir ve kurumlar vergisinin tahsilatının çok düşük olduğunu, bu nedenle bütçe harcamalarının ağırlığını dolaylı vergilerle yani halkın tüketimi üzerinden alınan vergilerle karşılanması gerektiğini belirten Ali Babacan, bu açıklamasından sonra az bulduğu dolaylı vergilerin kapsamı ve miktarını artırdı: Benzin, elektrik, doğalgaz, telefon, içki, tütün, gıda ve diğer tüm kalemler üzerinden alınan Katma değer vergisi, Özel tüketim vergisi, Banka ve sigorta muameleleri vergisi, Özel iletişim vergisi, Damga vergisi, Gümrük vergisi, Harçlar olarak alınan dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı, AKP-Babacan ile birlikte %70’lere çıkmıştır. Vergi yükü tamamen halkımızın sırtındadır.
2- Ali Babacan 04 Mart 2013’te şöyle diyordu: “…daha esnek daha farklı çalışma modellerinin de önünü açabiliriz. Önemli olan istihdam, çalışmak ve üretmek. İşgücü piyasaları ile ilgili konularda dar kalıpların dışına çıkmak zorundayız. Bunlar yine bizim önümüzdeki dönemin önemli çalışmaları olacak!”
Ali Babacan’ın “esnek çalışma modeli” dediği şey ne idi? 1973’te Şili’de kanlı darbeyle yönetimi eline geçiren General Pinochet’nin uyguladığı ekonomik model, neoliberal-Acımasız Kapitalizm idi! Pinochet’nin sendikaları kapatması, işçi ücretlerini düşürmesi ABD’li patronları tatmin etmemişti. Maliyetlerin daha da düşürülmesini istiyorlardı. Neoliberal ekonominin ideoloğu Prof. Milton Friedman’ın önerisi hazırdı: “İşçiler istenildiğine işe alınsın, istenildiğinde işten çıkarılsın”.
- Friedman’ın bu çalışma modelinin adını, Ali Babacan “Esnek Çalışma Modeli” yapmıştı.
3- Ali Babacan 23 Mayıs 2013’te şöyle diyordu: “Devletin gölge etmediği bir iş ortamı arzu ediyoruz… Satmadığımız birkaç kuruluş daha var satacağız; Devletin, bir bakıma sistemin dışına kendini çekmesi de özellikle ticaret açısından girişimcilerimize geniş bir alan açmakta…!”
AKP’li Bakan Kemal Unakıtan da “babalar gibi satarım…” derdi…! Her şeyi sattılar…! İş sahalarını küçülttüler…
4- Ali Babacan, Altın Madenlerinin önünü açıyor
21 Haziran 2013’te 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nde konuşan Ali Babacan şöyle diyordu: “Altın madenciliği cari açığı düşürecek önemli bir sektör. Bu sektörün önünü açmak bizim için stratejik öncelik!”
Ali Babacan, Kaz Dağları’ndaki altın madenini işleten Kanada’lı Alamos Gold’un önünün açılacağını böyle duyurmuştu! Alamos Gold, Kazdağları’nı yok ederken çok kazandı ama Türkiye’nin döviz açığı büyümeye devam etti.
Ali Babacan ne ise 6’lı Masa’nın ortakları; Meral Akşener, Kılıçdaroğlu, Karamollaoğlu, A. Davutoğlu, G. Uysal da odur…!
Ali Babacan, Mart-2020’de Demokrasi ve Atılım Partisi’ni (DEVA) kurdu ve genel başkanı oldu, ülkemize hizmetlere??!!!?? hazır olduğunu söylüyor.!.
Adnan Pelvanlar