Güvensiz bir toplum olduk.
İnsanlık, Dünyada büyük bir yalnızlığa itiliyor,bu bilinçli olarak İnsanlık üzerinde oynanan büyük oyunun bir parçası.
Oysa ne güzel başlamıştı çocukluğumuz ;
Komşumuza güvenirdik, şehrin göbeğinde kapılarımız açık, çat kapı bir kahve deminde sabah sohbetleriyle güne güler yüzlü ve enerjik bir ruh haliyle başlardık.
Mahalle bakkalına güvenirdik, ne tartıya bakardık, nede ürün tazemi diye, veresiye defterine yazılan her bir kalem bizim namus borcumuzdu, bakmazdık bile yazılanlar doğru mu ? diye, aynı zamanda hepimizin nakit akışını yordama sokan bankacımızdı babacan bakkalımız.
Arkadaşlarımıza güvenirdik sadıcımız, sırdaşımız yol arkadaşımız acı tatlı paydaşımızdı.
Öğretmenlerimize güvenirdik, anamız, babamız, her şeyimizdi onlar.
Hepimizin anılarında yer etmiş bir semt doktorumuz vardı, ne deseler, onlara güvenirdik.
Mahalle bekçimiz vardı, onların geceleri düdük eşliğinde attığı her adım, bizim yastığımıza güvenle başımızı koymamıza ,canımızı malımızı güvenle teslim etmemize neden olurdu.
Soğuk kış gecelerinin habercisi bozacımız vardı, elinde bakracı geceyi yaran sesiyle her zaman aynı tadı güvenle sunan esnafımızdı.
Sütçümüz gelirdi her sabah kapımıza, su katılmamış yağlı sütler yukarıdan bir şelale gibi akardı tenceremizin dibine.
Bir de nayloncu vardı annelerimizin tek bir leğene verdiği bir çok giysinin arasında fazladan bir kova almak için verilen yepyeni pantolonlar yok pahasına teslim edilirdi, güvenle.
Gevrekçimizi unutmam ne mümkün her sabah aynı lezzet ve tazelikte çıtır gevrekleri kapımıza kadar getiren soframıza neşe katan.
Çocukluğumuzda her gün dört gözle beklediğimiz macuncu amcamız ve muhallebicimiz tertemiz bembeyaz önlükleriyle damağımıza bayram sevinci yaşatırdı.
Bir de bohçacı vardı, ‘’Bohçacı geldi hanım’’ diye bağırarak kapı kapı çeyizlik ürünler satan ve satılan ürünler karşılığında hiçbir senet çek vs. olmadan taksit taksit geri ödeme yaparak bir çok ev hanımını, annelerimizi büyük bir yükten kurtaran.
Sözün kısası o zaman dilimlerinde hepimiz birbirimize güven duyardık, hileli mal satan, üç kağıt yapan şunu nasıl kandırsam da elinde ki paraları alsam diye pusuya yatmış birileriyle karşılaşmazdık.
Şimdi bakınca, bu günlerden o günlere ne çok şey yitirmişiz, en önemlisi de insanlara olan güvenimizi .
Mazide kalan her şey bir ‘hoş sada’ bırakıp güven duygumuzu da alıp gitmiş.
Sevgilerimle..
Haşmet GÜRBÜZ
Genel Sanat Yönetmeni
EGEDE YAŞAM
Özgür İnternet Gazetesi – Halkın Yanında
egedeyasam.net
egedeyasam.com