Erdoğan’ın Suriye Politikası…!
ABD Bşk. Yrd. Dick Cheney, 24 Ocak 2004’te Büyük Ortadoğu Projesini açıkladı; ABD, Orta Doğu’daki 23 Müslüman ülkesine demokrasiyi getireceğiz diyordu…!
Cheney’in açıklamasından birkaç ay donra, Başbakan Erdoğan, BOP Eşbaşkanı olduğunu açıklamaya başladı…!
2008 yılından itibaren Suriye ile yakınlaşmalar başladı. Erdoğan ve Esad, karşılıklı dostluk ziyaretinde bulundular, birlikte tatil yaptılar.
Mart 2011’de Suriye’nin 2 küçük ilçesinde silahlı ayaklanmalar başladı.
Kaddafi öldürüldükten sonra Siyonist Bernard H. Levy, Suriye’ye geçti. Libya’daki Paralı militanlar Suriye’ye getirildi.
Mart-2011’de bir günde İstanbul’da “Suriye Ulusal Konseyi Örgütü” kuruldu.
Libya’daki iç savaşı örgütlemiş olan Siyonist Bernard Henri Levy, 20 Ekim 2011’de Kaddafi öldürüldükten sonra Suriye’ye geçti. Libya’daki El Kaide, El Nusra teröristlerini de Suriye’ye getirdi.
Bu arada Erdoğan’ın kardeşi Esad, katil Esed olmuştu…!!
6 Nisan 2011’de AKP’li Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu, Esad’la görüştü; OHAL’in kaldırılmasını, Kürtlere kimlik verilmesini ve ordunun şehirlere sokulmamasını söyledi. (El Jezire HA)
Haziran-2012’de El Kaide ve El Nusracılardan oluşan “Özgür Suriye Ordusu’nun Hatay’da kamp yaptığı ortaya çıktı.
11 Mayıs 2013’te Reyhanlı’da IŞİD’in iki ayrı bombalı saldırısında 52 kişi öldü, 146 kişi yaralandı.
Reyhanlı’da bir Annenin feryadı
Suriye üzerinden Bağdat’a doğru ilerleyen IŞİD’ten kopan bir grup 18 Eylül 2014’te stratejik hiçbir önemi olmayan Kobani’ye saldırı başlattı.
IŞİD’in Irak’taki katliamlarını sadece aktarmakla yetinen Batı basını ve içimizdeki işbirlikçiler, Kobani için yaygaraya başladı; “Kobani’yi kurtaralım…!”.
02 Ekim 2014’te AKP, Meclis’e sunduğu Tezkere metninde şu ifade vardı: “Türkiye’de yabancı silahlı kuvvetler bulunabilir, geçebilir”. Tezkere’deki bu ifade ile hangi devlete ait olduğu belirtilmeyen silahlı güçlere Türkiye’ye girme izni veriliyordu. Ve bu Tezkere, AKP ve MHP’nin oyları ile kabul edildi.
MHP’li Semih Yalçın, Tezkere için “TSK’nın elini güçlendirdik…!” diyordu…!!! Oysa eli güçlenen PKK-YPG-PYD idi. Aslında “Büyük İsrail” peşindeki İsrail’in eli güçleniyordu.
AKP ve MHP’nin oyları ile kabul edilen Tezkere ile Peşmergeler silahlarıyla birlikte 29 Ekim 2014’te Habur’dan girip topraklarımızda yüzlerce km ilerledikten sonra, Kilis’ten Kobani’ye geçtiler. Peşmergeler gelince IŞİD, Kobani’yi terk etti. Peşmergeler de Kobani’yi PKK-YPG’ye teslim edip geri döndüler.
ABD, Kobani’ye yerleşen PKK-YPG’yi silahlı müttefikimiz diyerek 24 bin TIR’la gönderdiği ağır silahlarla donattı.
Ağır silahlarla donatılmış PKK-YPG, Suriye’nin kuzeyinde etnik temizliğe başladı; Araplar topraklarımıza kaçmaya başladı. ABD-İsrail’in göç siyaseti; demografik/nüfus yapımızı değiştirme stratejisi işliyordu; Suriye’nin kuzeyinde ABD Maşası PKK/YPG, Güney illerimizde yoğun Arap nüfusu…!
AKP’nin politikası, Suriyelilerin Türkiye’de kalması ve Türk vatandaşlığı verilmesi yönündedir. Suriyeliler ülkelerine gönderilmez üstelik vatandaşlık verilirse ülkemizi bekleyen, Siyonizm’in çok önceden planladığı etnik iç savaş ve 2. Sevr’in uygulanmasıdır.
Türkiye olarak her bakımdan çok zorlanacağımız yıllara girdik. Bu zorluklardan çıkışın tek yolu; Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası “Ulusal Birlik ve Beraberliğimizi” güçlendirmemizdir.
Kaynak: “Stratejik Göç Mühendisliği- İç Savaşa Sürüklenmek İstenen Türkiye”- Prof. Dr. Ümit Özdağ, Kripto Yayınları- Şubat- 2020
Adnan PELVANLAR
EGEDE YAŞAM ::: Özgür İnternet Gazetesi
Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
YAŞASIN CUMHURİYET…
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ…