Eminim ki bu yazdığımı bilmeyen çok kişi vardır içinizde.
Her gün binlerce insanın ziyaret ettiği Çanakkale 18 Mart anıtı nasıl yapıldı.
Çanakkale şehitlik anıtını bu ülkede bilmeyen yoktur.
Anıtı bilmeyen yoktur ama bu zafer anıtının yapım hikayesini bilen insan çok azdır.
Anlatayım.
Çanakkale savaşı bittikten sonra İngiliz , Fransız , ve Avustralyalı üst düzey yetkililer Çanakkale’ye gelirler.
Kendi askerlerini bulurlar , onların kimlik tespitlerini yaparlar.
Savaşta kaybettikleri askerler için dönemin yöneticilerinden mezar yeri talebinde bulunurlar.
Gerekli izinler verilir verilmez bu ülkeler hemen kendi askerleri için anıt mezarlar inşa ettirirler.
Sonrasında 1928 yılında Atatürk Çanakkale’ye gelir ve yabancıların kendi askerleri için yaptıkları anıtı görür.
O da hemen Çanakkale şehitleri için bir anıt isteğinde bulunur.
Dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Afet İnan’a ”Afet bu iş senin işin” der ve ona bu görevi verir.
Osmanlının borçlarını ödemekte olan Türkiye maddi olarak
çok dar günlerdedir , ülke maddi olarak çok iyi durumda değildir.
Sonra Atatürk 1938 de ölür.
Atatürk ölünce yeri hazır olan proje parasızlıktan rafa kalkar.
1954 yılına kadar hiçbir girişim de bulunulmaz.
Her yıl İngilizler , Fransızlar ve Avusturyalılar Çanakkale de ölen askerlerini ziyarete gelirler , ama maalesef bizim kendi şehitlerimizi anacak bir dikili taşımız dahi yoktur.
Bu konuyu ilk defa dile getiren , Hürriyet gazetesi sahibi Musevi asıllı Türk vatandaşı Sedat Simavi’dir.
Bugün yaşam tarzı nedeniyle bazı gerici yobaz çevrelerce iyi gözle görülmeyen i*ne denilen Zeki Müren ve Musevi asıllı sanatçı Dario Moreno hemen projeye sahip çıkıp destek olurlar.
Zeki Müren bir çok şehirde masraflarını kendisinin karşıladığı ve tüm geliri şehitler anıtı inşaatına bağışladığı turneler düzenler ve konserler verir.
Bu güzel yürekli insanların başlattığı kampanya karşılıksız kalmaz.
Türkiye’nin dört bir yanından yardımlar yağmaya başlar.
İşçiler fazla mesai yapıp kazançlarını bu kampanyaya gönderir.
Kadınlar yaptıkları oyaları satarak , elde edilen geliri inşaatta kullanılması için bağışlarlar.
İstanbul sosyetesinin kadınları , özel araçlarını dolmuş yaparlar.
Siirt’te kadınlar , üzerinde abidenin figürü olan battaniyeleri dokuyup satarlar.
Tüm bu fedakarlıklara rağmen kaynak yetersiz kalır.
Bu defa devreye Milliyet gazetesi girer ve bu kampanyayı da yobazlar tarafından “dinsiz” denilerek katledilen değerli gazeteci Abdi İpekçi yönetir.
Dönemin usta gazetecileri konuyla ilgili yazılar yazarak yeniden toplumu harekete geçirirler.
Galatasaray ve Fenerbahçe futbol takımları gelir elde etmek için müsabakalar tertip eder ve böylelikle abide ancak 1960 yılında tamamlanabilir.
Siz çocuklarınıza sahte çürük raporu alıp , veya para verip askerliği bedelli yaptırırken
askerliğini Asteğmen olarak yapan sizin i*ne diye aşağıladığınız
Zeki Müren işte budur.
Sizin bugün Yahudi asıllılar diyerek hedef gösterdiğiniz Sedat Simavi , Dario Moreno budur.
İşte yobazların “dinsiz , kafir” diyerek katlettiği Abdi İpekçi budur.
Şimdi , cübbeler ile kara çarşaflar ile , Çanakkale ye bu anıtı ziyarete gidiyor dualar ediyorsunuz ya
dualarınızın bir kısmını da bu anıtın yapımında büyük emeği bulunan Zeki Müren ile Dario Moreno’ya gönderin bir zahmet.
Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar
EGEDE YAŞAM
Özgür İnternet Gazetesi – Halkın Yanında
egedeyasam.net
egedeyasam.com