Ahlak Çöküşünün Birey ve Toplum Üzerindeki Etkileri
Ahlak çöküşü, bir toplumun temel değerlerinin zayıflaması, etik normların yitmesi ve bireylerin ahlaki sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanması olarak tanımlanabilir.
Bu durumun hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ciddi sonuçları bulunmaktadır.
Birey Üzerindeki Etkileri
* Psikolojik sorunlar:
Ahlaki çöküş, bireylerde suçluluk, kaygı, yalnızlık gibi duygulara yol açabilir.
Bunu iki yönlü ele aldığımızda birincisi Ahlaki çöküşe uğrayan bireyin tek başına kalması ve yaşadığı sıkıntılar, diğeri ise onun karşı taraftaki bireylere yaşattığı sıkıntılar, her iki sonuçta da öznesi olan birey yalnız kalıp zamanla ağır depresyona uğrar.
* İlişki sorunları:
Güven eksikliği, empati yoksunluğu gibi nedenlerle bireylerin çevresiyle ilişkileri bozulur.
Daha önce samimi olduğu kişilerle bile arası açılır, kimse onun yanına uğramaz olur, evlilikleri bozulur, çocukları ile aile bağlarının kopmasına ve ağır travmalara neden olur.
* Motivasyon kaybı:
Hayatın anlamını sorgulama, geleceğe dair umutsuzluk gibi durumlar motivasyon kaybına neden olur.
Daha çok Ahlaki çöküşe sebep olanların çoğalması bağlamında zincirleme etkiyle toplumun en zayıf halkalarını etkisi altına alır.
* Kendilik saygısının azalması:
Ahlaki değerlerden uzaklaşmak, bireyin kendi gözündeki değerini düşürür.
Bireylerin özgüvenlerinin yok olmasına ve tek başına ayakta durabilme yetisinin kaybolmasına sebep olur.
Toplum Üzerindeki Etkileri
* Sosyal düzenin bozulması:
Hukukun üstünlüğünün zayıflaması, suç oranlarının artması gibi durumlar sosyal düzeni bozar.
Liyakatin tamamen yok olmasına ve dolayısıyla adam kayırmanın siyasi yandaşlığın, ön plana çıktığı bir düzene evrilir.
* Ekonomik sorunlar:
Güvensizliğin artması, yatırımların azalması gibi nedenlerle ekonomik büyüme yavaşlar.
Bireylerin alım gücü tamamen yoksulluk boyutuna ulaşır, bireyler, günlük temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma gelir.
* Kültürel yozlaşma:
Geleneksel değerlerin unutulması, yeni nesillerin yanlış değerlerle yetişmesi gibi durumlar kültürel yozlaşmaya neden olur.
Ananeviler gelenekler halka ait dededen gelen her şeyin yozlaşmasına ve gittikçe yok olmasına neden olur.
* Toplumsal huzursuzluk:
Adaletsizlik, eşitsizlik gibi sorunlar toplumsal huzursuzluğa ve çatışmalara yol açar.
Bireyler, en yakın komşularıyla bile sürekli kavga eder hale gelir, onların yediği içtiği her şey göze batar, sende var bende neden yok kavgaları toplumu gittikçe, içten içe çürütür.
Ahlak Çöküşünün Nedenleri
* Değer yargılarındaki değişim:
Modernleşme, küreselleşme gibi süreçler değer yargılarında önemli değişikliklere neden olmuştur.
Öyle ki, ahlaksızlık adeta geçer akçe haline döner, namuslu insanlar toplum dışına itilir, ”Devletin malı deniz yemeyen keriz” anlayışı her katmanda olağan hale dönüşür.
* Aile yapısındaki değişim:
Nükleer aile yapısının yaygınlaşması, boşanmaların artması gibi durumlar çocukların yetiştirilmesinde sorunlara yol açmıştır.
Tek eşlilik gibi değerlerin yerini eşlerin aldatması ve çok eşlilik sıradan bir yaşam biçimine dönüşür, eşcinsellik olağan karşılanır, ulu orta her yerde eşcinselliğin rahat tavırları sergilenir buna da bireysel özgürlük alanı dokunulmazlığı yaftası konur.
* Eğitim sistemindeki eksiklikler:
Ahlaki değerlerin yeterince öğretilmemesi, bireylerin eleştirel düşünme becerilerinin gelişmemesi gibi durumlar ahlak çöküşünü hızlandırmıştır.
Okullarda öğretilen saygın bir toplum olma yetisi ortadan kalkar, hatta okul bitirmenin hiç bir işe yaramadığı tezi öne sürülerek, gittikçe eğitimsiz cahil bir topluma doğru sürüklenen bir kuşak ortaya çıkar.
* Medyanın etkisi:
Toplum katmanlarında bir ulusun siyasi iradeyle yönetilmesinin yanında en kuvvetli güç olan Medya gücü yazılı ve görsel alanlarda yandaş medya etkisiyle yalan haberlerle sürekli uyutulan bir süreçte, şiddet, cinsellik gibi olumsuz içeriklerin yoğun olarak yer alması, bireylerin ahlaki değerlerini olumsuz etkilemektedir.
Sonuç olarak, ahlak çöküşü hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ciddi sorunlara yol açan kompleks bir konudur.
Bu sorunun çözümü için aile, eğitim sistemi, medya ve devlet gibi tüm paydaşların ortak bir çaba göstermesi gerekmektedir.
Bu konu hafife alınacak yada ucuz gündemlere heba edilecek bir konu değildir, koskoca bir toplumun çöküşünü hazırlar, tıpkı yok olan büyük imparatorluklar gibi, demokratik düzen gider yerini kaostan ve yoksunluktan beslenen göstermelik sistem içinde sistemsizlikle yönetilen çok sancılı bir düzen hakim olur.
Sonuç olarak Ahlaki çöküş aileden başlar, gittikçe her katmanda kamusal alana sıçrar ve oradan da yönetim zafiyetlerine neden olur.
Çok geç olmadan evlatlarımıza namuslu ve saygılı bir birey olmanın erdemlerini aşılamalı, paranın satın alamayacağı bu değerlerin her şeyin üstünde olduğunu, bıkmadan usanmadan anlatmalı ve öğretmeliyiz.
Sevgilerimle..
Haşmet GÜRBÜZ
Genel Sanat Yönetmeni
EGEDE YAŞAM ::: Özgür İnternet Gazetesi
Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
YAŞASIN CUMHURİYET…
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ…