Özgür İnternet Gazetesi – Halkın ve Sadece Haklının Yanında…

İSTİBDAT & DEMOKRASİ

0 5.736

İSTİBDAT & DEMOKRASİ

Cumhuriyet yönetiminde egemen güce bir bütün olarak halk sahipse;

O yönetim demokrasidir.

Egemen güç, halkın bir bölümünde ise;

Yönetime aristokrasi denir.

İstibdat yönetiminin prensibi korkudur…

“Bütün ahlaksızlıkların nedenlerini incelersek;

Bunların, cezaların hafifliğinden değil, suçların cezasız kalmış olmasından ileri geldiğini görürüz.”
Bir tek kişiye yapılan haksızlık, bütün topluluğa yönelmiş bir tehdittir.

Hür bir milletin, bir kurtarıcısı olabilir…

Köle bir milletin ise, bir başka efendisi çıkar ortaya…

İki çeşit bozulma vardır:

Birincisi, halkın kanunlara uymamasından doğar;

İkincisi, halkın kanunlar tarafından bozulmasıdır.

Tedavisi, güç bir hastalıktır bu…

Bizzat, devanın içinde bulunan bir hastalıktır da ondan.

Halk, hürriyetinden en çok faydalanıyormuş gibi göründüğü zaman, bilinki hürriyetini yitirmek üzeredir..

 

Cumhuriyet hükümetinde bütün vatandaşlar eşittir;

İstibdat (despotluk) hükümetinde de bu böyledir…

Birincisinde, insanlar eşittir.

Çünkü, insan her şeydir…

İkincisinde, insanlar yine eşittir…

Çünkü, insan hiçbir şey değildir.

Yasama yürütme yetkisi aynı kişi ya da aynı memurlar topluluğuna verilirse;

Ortada hürriyet diye, bir şey kalmaz…

Çünkü, hükümdarın, senatonun, şiddet kullanarak uygulamak için ağır kanunlar yapmasından korkulur.

Lüks daima servet eşitsizliği ile orantılıdır.

Şayet, devlette zenginlikler eşit paylaştırılıyorsa orada lükse yer olmayacaktır.

Zira lüks, salt başkalarının emeği ile elde edilen konfor üzerine kurulur.

Zenginlikleri eşit şekilde bölüşülebilmesi için kanunun herkese sırf ihtiyacı kadarını vermesi gerekir.

Bunun ötesine geçilirse, birileri harcar diğerleri satın alır ve eşitsizlik olur.

Bir ülkede, yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden fazla ise, o ülke batar.

“Fakat bir konuyu, okura iş bırakmayacak kadar tüketmek her zaman doğru olmaz.

Burada, söz konusu olan;

Okumaya değil, düşünmeye teşvik etmekti.”

Görgü, nezaketten daha değerlidir…

Nezaket başkalarının kusurlarını pohpohlarken, görgü kendi kusurlarımızı gün ışığına çıkarmamızı engeller.

Tarihin sözünü ettiği en güzel barış anlaşması “Gélon’un Kartaca’lılarla” yaptığı anlaşmadır.

Çocuklarını kurban etme geleneğini bıraktırmıştır.

Doğal durumunda insan, bilgiye sahip olmaktan çok, bilme yetisine sahiptir.

***

“Kanunların Ruhu Üzerine”

Montesquieu

 

Montesquieu

Doğum: 18.01.1689 Château de la Brède,
La Brède, Gironde, Fransa

Ölüm : 10.02.1755
Paris, Fransa

Bir Fransız politik düşünürdür.

“Kuvvetler Ayrımı”, esasını ortaya atmıştır.

20 yıl üzerinde çalıştığı “De l’esprit des lois” adlı kitabında;

🔸 Yasama,
🔸 Yürütme,
🔸 Yargı’yı,

Birbirlerinden ayırmanın önemini vurgulamıştır.

Bir siyaset sosyolojisi geliştiren Montesquieu, esas ününü;

🔹 Toplum,
🔹 Hukuk,
🔹 Yönetim,

Tarzı konusunda yaptığı karşılaştırmalı araştırmadan almıştır.

Siyaset ve hukuk konusunda tümevarımsal ve deneysel bir yaklaşımı benimseyen filozof;

📌 Olguları kaydetmek yerine anlamayı,
📌 Görüngüleri konu alan karşılaştırmalı bir soruşturmayı,
📌 Tarihsel gelişmenin ilkelerine ilişkin sistematik bir araştırmanın temeli yapmayı seçmiştir.

Siyaset konusuna, bir tarih filozofu olarak yaklaşan Montesquieu;

Farklı politik toplumlarda, farklı pozitif hukuk sistemi çok çeşitli faktörlere;

Örneğin,

💢 Halkın karakterine,
💢 Ekonomik koşullara,
💢 İklime, vs., göreli olduğunu söylemiştir.

O, işte bütün bu temel koşullara, “yasaların ruhu” adını vermiştir.

Montesquieu, bu bağlamda, üç tür yönetim tarzını birbirinden ayırmış ve bu devletlere uygun düşen;

☄ Yönetici ilke,
☄ İklim,
☄ Topraktan,

Söz etmiştir.

Buna göre, “Despotizm”;

🔖 Büyük devletlere,
🔖 Sıcak iklimlere,

Uygun düşer ve korkuya dayanır…

Britanya örneğinde olduğu gibi, ne soğuk ve ne de sıcak olan bir iklimin hüküm sürdüğü, orta büyüklükteki devletlere uygun düşen yönetim biçimi, “Monarşidir”;

Söz konusu yönetim biçimi, şan ve şerefe dayanır.

Buna karşın, soğuk iklimlere ve küçük devletlere uygun düşen rejim, “Demokrasidir”;

Demokrasinin yönetici ilkesinin erdem olduğunu öne süren Montesquieu;

İnsanlar için geçerli olan tek bir doğa yasası ve evrensel bir insan doğası olduğunu kabul eden akılcılığa şiddetle karşı çıkmış;

“Kuvvetler Ayrılığı” prensibini ortaya atmıştır.

Geometri alanında çok olmasa da çalışmalar yapmıştır.

Üçgende Alan ve benzerlik konularında birçok defa önerilerde bulunmuştur.

 

 

 

Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar

 

 

 

 

 

 


EGEDE YAŞAM  :::  Özgür İnternet Gazetesi

Halkın ve Sadece Haklının Yanında…

YAŞASIN CUMHURİYET…

MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ…

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…

 

0 0 votes
YAZI PUANI
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x