SINIF
Küçük bir mahkeme salonunda savcı iddanameyi okumaya başladı…
“Sayın hakim, kitap kırmızı kapakla çıkmıştır ve adı Sınıf ‘tır.
Bu nedenle TCK’nın 216. madde sine göre, yani halkın;
Din, dil, ırk, mezhep, sosyal sınıf veya bölge farklılığı açısından farklı özelliklere sahip bir kısmını, diğer bir kısmı aleyhine kin ve düşmanlığa ittiği gerekçesiyle suçludur.
Gereğinin yapılmasını arz ederim.”
Adam, şaşkınlıkla etrafına baktı.
Her şey, ona şaka gibi geliyordu.
Bir şiir kitabı için miydi tüm bunlar?
Bu mahkeme, bu savcı…
Yanında kendisini savunmak için duran avukat…
Hakimin önündeki yazman…
Öğretmendi, yıllarını okuldaki bütün öğrencilerine vermişti.
”Çocuklarım” diyordu onlara..
Kitabında da çocuklarını anlatmıştı zaten.
O halde, neydi suç olan?
Neden buradaydı?
Savcı devam ediyordu;
–“Ama kitap kırmızı,
üstelik adı da Sınıf…”
Şiirlerinden,
kesik kesik mısralar geldi adamın aklına…
Yoklama defterinden öğrenmedim sizi ben, benim haylaz çocuklarım!
“İsterken adam olmanızı çoğunuz semtine uğramaz oldu.
Okulun, palto, ayakkabı yüzünden, kiminiz limon satar, Balıkpazarı’nda kiminiz Tahtakale’de çaycılık eder.”
Buydu söyledikleri sadece…
Bu nedenle
Nazım Hikmet’in kitaplarından sonra, ilk kez bu kitap toplatılmış ve yasaklanmıştı.
Yasaklanmıştı kitap, kapağın rengi kırmızı.
Adı da Sınıf’tı…
Beyninde zonklamaya devam ediyordu, yasaklanan kitabındaki şiirler..
Benim, bilgili, becerikli çocuğum.
Kalktığın zaman tahtaya yüzünün kızarması neden?
Ayağında sağlamca bir papuç sırtında bir ceket yok diye mi?
Ne var bunda sıkılacak, utanmak bize düşer çocuğum!”
Birden, herkes ayağa kalktı…
Hakim, kararı açıklıyordu…
Hayatında ilk kez tutuklanıyordu adam.
6 ay hapiste yattı…
O zaman ki yasalara göre 6 aydan fazla hapis yatan bir kişi öğretmenlikten çıkarılıyordu.
Adam tam tamına, 6 ay hapiste yatmıştı…
Ne bir gün fazla, ne bir gün eksik…
Ama 6 aydan fazla yatmış gösterilip öğretmenlikten de atıldı.
Yılmadı…
Onlara güzel bir dünya kurabilmek için yazmaya devam etti.
Tutuklandı yine…
İşkenceye maruz kaldı, hatta yetmiş yaşında kendi köyünün halkı içinde gözleri bağlanarak elleri kelepçeli gözaltına bile alındı.
Bu adam kim mi?
Bu adam;
Sizin, romanlarını okuduğunuz, tiyatro ve filmlerini izlediğiniz “Hababam Sınıfı”nın yazarı Rıfat Ilgaz’dır.
Mehmet Rıfat Ilgaz
Doğum: 08.11.1911 Cide-Kastamonu
Ölüm.. : 07.07.1993, İstanbul
Türk şair, öğretmen romancı ve öykü yazarı.
Özellikle Hababam Sınıfı romanıyla tanındı.
Hem yazılarında hem de kişisel hayatında toplumcu bir çizgi devam ettirdi.
Türkiye’nin en çalkantılı siyasi dönemlerinde devam ettiği dergiciliği, aynı dönemdeki birçok yazar gibi, onun da adliye koridorlarında ve hapishanede zaman geçirmesine neden oldu.
Oldukça üretken olan yazarın hayatına şiirden mizah öykülerine, romandan çocuk kitaplarına birçok farklı alanda eser sığdırdı.
Bir zamanlar toplatılan Karartma Geceleri eseri 2004 yılında 100 Temel Eser listesine girdi.
Yazarın eserleri günümüzde, oğlu Aydın Ilgaz ile birlikte kurduğu Çınar Yayınları’ndan çıkmaktadır.
Bu kitapların baskıları Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yapılmaktadır
Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar
EGEDE YAŞAM ::: Özgür İnternet Gazetesi
Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
YAŞASIN CUMHURİYET…
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ…
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…