2 TEMMUZ SİVAS KATLİAMININ YILDÖNÜMÜNDE
MÜCADELE KİMLE VE NE İLE?
ANNEMİN ANISINA
Bütün anneler annelerin en güzeli,
Sen, en güzellerin en güzeli.
On üçünde evlendin
On beşinde beni doğurdun,
Yirmi altı yaşındaydın
Yaşayamadan öldün.
Sevgi taşan bu yüreği sana borçluyum.
Bir resmin bile yok bende,
Fotoğraf çektirmek günahtı.
Ne sinema seyrettin, ne tiyatro.
Elektrik, havagazı, su, soba,
Ve karyola bile yoktu evinde.
Denize giremedin,
Okuma yazma bilmedin.
Güzel gözlerin,
Kara peçelerin arkasından baktı dünyaya.
Yirmi altı yaşındayken
Yaşamadan öldün…
Anneler artık yaşamadan ölmeyecek…
Böyle gelmiş,
Ama böyle gitmeyecek!
AZİZ NESİN
1965
Bugün 2 Temmuz Sivas Madımak oteli’nde ‘ ‘Düşünebilen, sorgulayan akıl yürüten insan!’’ düşmanı gericiler tarafından yakılarak katledilen 33 aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisinin öldürülüşünün yıldönümü.
Aziz Nesin’i Aziz Nesin yapan gerekçe.
Hiç! Olması reva görülen annesine ‘’Sen cinsiyetinden dolayı potansiyel suç unsurusun. Hiçbir şekilde bedeninle ilgili bir karar veremezsin, yaşamdan keyif almak senin ne haddine, namusumuza leke sürmeden kutsal ailende! Sığıntı olarak yaşamak senin ve bizim için en iyisi.
Okuma yazma bilmene gerek yok, zaten saçın uzun aklın kısa, aklın çalışırsa itaat edip boyun eğmez, hizmet etmezsin.
Ses telinin olması konuşabilmen çok büyük bir tehdit…
Bedeninin güneş ışığı ile buluşması, rüzgarı teninde hissetmen facia…Aslında yaşamana gerek yok ama hizmetkar bir köleye ihtiyaç var. Kendini saygın! Hissedebilmen için oğlun olması, oğlunun karısına sana yapılan tüm zulmü kat be kat yaşatman gerek…’’
Dehşet bir korku sarmalında, hiçliği hak ettiğine inandırılmış, tüm var oluşundan korkunç derecede utandırılan, çocuğunu sevebilmesinin dahi hafif meşreplik olduğu, kadın haklarının, kadının insan haklarının Kara Peçe! Olduğu bir kültür…
Annesinin insan! Olmasının kabul görmediği ve bu düzeni reddedip, itiraz edip eleştirdiği için
katli vaciptir kararı verilen Aziz Nesin’in bulunduğu Madımak otelinde, sorgulayan, okuyan, düşünen , otuz beş aydının diri diri yakılarak katledildiği, dogmatizm den beslenen zihinlerden oluşmuş bir kültürün, yaşayan bir ölü olmayı kabullenmeyen, kadınları gerçek bir ölüye dönüştüren, kadına karşı her türlü şiddeti reva gören dimağları, yüreklendirmesi normal değil mi?
Şule BECER
Ressam – Yazar
EGEDE YAŞAM ::: Özgür İnternet Gazetesi
Halkın ve Sadece Haklının Yanında…
YAŞASIN CUMHURİYET…
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ…