KRİZ ÜRETEN İZMİR İL BAŞKANI
Cumhuriyet Halk Partisi’ ne böyle bir il başkanıyakışıyormu, hemde İzmir gibi bir ilde ?. Bu il
başkanının koltuğa getirilme öyküsüne bakın zaten liyakatsızlığı öncelikle orada görmüş olursunuz.
İl başkanının parti yararına tek bir icraatını tek bir partili gösterebilir mi ?. Gösteremez çünkü yoktur. Ancak,
onlarca, yüzlerce parti ilkelerinden uzak, hatta etik değerlerden yoksun kirli eylemlerin adresi olmuş ve
inatla bunu sürdürme niyetindedir. Fetullah ile ilişkili olduğu için, yolsuzluk yaptığı için görevden alınan ve
alınması da tartışılan belediye başkanlarının oluşu, bunun başka bir kanıtıdır.
Bu il başkanının Aziz Kocaoğlu’ nun kucağında koltuğa taşındığını bilmeyen partili yoktur. Bakın
şimdi ise koltukta kalmayı ve onunda ötesinde daha yukarılarda koltuk hayaline ulaşmayı, yine aynı yöntem
ile başka adreslerde arama güdüsü ile davranıyor.
Yeni güç alanları üzerine kurgulu, ama ilkeli olmayan tarzını sürekli güncelliyor. Yani siyasetin bukelemun
versiyonunu tercih ediyor. Bu il başkanı, değerli tarihçi bilim insanı parti emekçisi rahmetli Oktay Gökdemir hoca ile birlikte benim hakkımdada partiden ihraç istemli disiplin işlemi başlattırmış idi. Hemde seçilme gibi demokratik hakkımı kullandığım bir süreçte. Şimdide CHP İl Tarım Komisyonu başkanı Hatice Zeybek Uslu’ nun Büyük
Şehir Belediyesi Tarım Daire başkanlığına ziraat kökenli olmayan bir kişinin atanması ile ilgili olarak yaptığı
eleştiriyi gerekçe göstererek, ihraç istemli disiplin süreci başlattırdı.
Yine eskil il başkanı Kemal Karataş içinde benzer gerekçe ile aynı islemi başlattı ve partiye zarar anlamı
taşıyacak bir sonuç ile o süreç bitirildi. Bakın il başkanı, bütün yaşanan bu olaylarda yapıcı,
uzlaştırıcı, kırgınlıkları giderici, dolayısı ile partinin gücünü artırıcı bir tek tutum almamıştır. Yaşananların
tarafları ile önceden ne bir görüşme veya bilgilenme girişiminde dahi bulunmamıştır. Hatta tarafları, bir
birleri ile çatışmalı ortama sürükleme çabası içerisinde olmuştur. Tunç Soyer başarılı yönetimi adına çaba
sarfederken hata yapabilir, gün olur o hatasını hızla telafisi eder. Fakar çok belliki il başkanı Tunç
Soyer’in ilgili kişilerle çatışmalı bir noktada kalmasını istiyor. Yoksa bu tür olayları başkan adına çakılı
duruma götürmez. Tunç Soyer’ in bu basit tuzaklara düşeceğinide sanmıyorum.
Bakın bu il başkanı özellikle belediye başkanlıklarına aday belirleme sürecinde bütün defolu, kirli süreçlerin
içerisinde toy gözükmesine rağmen profesyonelce yer
almıştır. Birazda bu başarısını, o yapının içerisindeki kaşarlanmış profesyoneller ile birlikte oluşuna
borçludur onuda belirtelim. Oysa siyasal partilerde il başkanlığı koltuğu bu tür
olaylarda önemli görevler yüklenmişken, bu görevler Cumhuriyet Halk Partisinde daha önemli ve anlamlıdır.
Tabiki bu şahsın nasıl bir il başkanı olduğunu, nasıl bir tipik kişi olduğunu bildiğimiz için, bu tür anlamlı.
önemli ve değerli görevleri elbette yapmasını elbette biz beklemeyiz, burada şaşılacak bir durum yoktur
aslında, ancak biz bu tipik il başkanının koltuğa uyumlu olmadığını vurgulamak için konuşmayı gerekli
görüyoruz. Bunun dışında bu zat hakkında bir cümle dahi sarfetmek, şahsen benim için zuldür.
Bütün bu olumsuz icraatlarından dolayıdır ki bütün blokajların biçimlendirdiği, dikte edilmiş bir il
kongresine tek aday olarak katılan bu tipik il başkanına delegeler üçün birini vermiştir. Yani 600 küsur delege
oyunun 200 küsürü olan 1/3, yani üçün birini ona layık görmüştür. Delegelere bu anlamda teşekkürler.
Yanlız bu tür kifayetsiz il başkanlığı yönetimlerinin, bu tür işlemlerinin tek bir yararı olmuştur. Oda bu disiplin
sürecinde görev alan üyeler için, noksanlığı hissedilen ” HİZMET İÇİ EĞİTİM ” alanında savunmaya giden
arkadaşların görev yapmış olmasıdır. Şimdi Hatice Zeybek Uslu’ da sanırım öncelikle tarım
konularında, sonrada o üyelere etkili ve etik değerlerin kriter alınarak görev yapma bilincinin yüklenmesi
adına, hizmet içi eğitim görevi yapmış olacaktır. Yani gerçek partililer her zaman, her koşulda partisi ve ulusu
için görev yapacak olanlardır. Bu disiplin sürecinde bile geçerlidir.
Şunuda önemle belirteyim ki sürecin üst karar organı, yani adeta partinin Anayasa mahkemesi gibi görev
yapan Yüksek Disiplin Kurulu çok değerli başkan ve üyelere sahiptir. Onlar, Cumhuriyet Halk Partisinin
kurucusunu ilkelerini ve onun hizmet ettiği ulusunu asla unutmazlar ve onlar adına karar veririler. Oradan,
bu tipik il başkanının tipik girişimleri, tokat gibi onlara geri döner.
Turan ÇATAL – egedeyasam.net
Yoruma kapalı.