İzmir Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Sayın Tunç Soyer içinde bulunduğumuz pandemi ve sosyo-
ekonomik açmazlar döneminde insan odaklı naif kişiliğine uygun bir uygulamayı hayata geçirdi!
Bunu bazı basın kuruluşları anlamsız bir şekilde vurun abalıya mantığı ile haberleştirmeye çalışmışlar!
Ben bu konuyu biraz açayım istedim. Türkiye ve İzmir yurttaşı gerçeği objektif bir şekilde görsün ve
değerlendirsin!
İzmir’in Basmane semtinde Dönertaş olarak bildiğimiz ve hatta İzmir’lilerin kuşlu camii olarak bildiği
Hatuniye camisi vardır. Önünde meydanı büyüktür. Güvercinler meydanı doldurur ve kısmetlerini
ararlar. İzmir’e gelen tüm yoksul Dünya vatandaşlarının da güvercinler gibi adeta kesişme ve
toplanma noktasıdır. Her türlü Ülkeden, dinden, Irktan, mezhepten ve renkten insanlar bu yoksul
semtte toplanırlar. Kimisi ucuz otellerde kalır. Parası olmayanlarda parkta, meydanda ve ya yol
kenarlarında battaniyelerine sarılıp yatarlar. Burasını ara istasyon gibi görürler. Buradan Avrupa’ya
geçmek adına güç ve bilgi toplarlar. Kısacası her türlü yardıma ve insani dokunuşuna ihtiyaç duyarlar.
Bu semtte otuz yıl önce İzmir’in her türlü siyasi, dinsel, Irksal ve mezhepsel yapıdan uzak yardımsever
iş insanları bir araya gelmiş bir dernek kurmuşlar. Cami derneği kesinlikle değildir. Bölge yapısı gereği
altı yüz yıllık tarihi bir camiden ismini esinlenmişler hepsi bu kadar basit.
Bu dernek “Hatuniye İlim yayma ve israfı önleme derneği” olarak faaliyetini Irk, din, bölge, renk,
mezhep farkı gözetmeksizin hizmet vermeye çalışıyor. Gittim yerinde o insanları gördüm. Sohbet
ettim. Birlikte öğle yemeği yedim. İzledim, konuştum, dertlerini, hikayelerini dinlemeye çalıştım.
Utanmasam dinlerken ağlayacaktım. Sonra düşündüm! Ne oldum demeyeceksin, ne olacağım
diyeceksin! Yaşam insanı her yere savurabilir. Kuşlu cami önünde sıraya girmiş isimsiz hayırseverlerin
vesile olduğu üç çeşit öğle yemeğini yerken içsel büyük bir mutluluğu sizde yaşıyor olabilirsiniz!
İnsanlar verilen yemekle doymaz ise tekrar ikinci bir sıraya girip tekrar yemek alabiliyorlar. İsraf
olmasın diye ekmeği çeyrek olarak veriyorlar. Ekmeğiniz bittiğinde tekrar alabiliyorsunuz. İsrafı
nerede ise isimleri “israfı önleme” gibi sıfır noktaya düşürmüşler.
Sıraya girenlerle sohbet ettim her türlü ülkeden insan olduğu gibi dinden ve mezhepten insan sıraya
girip karınlarını doyurmaya çalışıyorlarmış. “Bazen erkenden gelip sıraya giriyoruz.” “Bazen de
sabahları çorba çıkarıyorlar diyorlar.” “Yemekler çok temiz ve güzel! Yapanlardan, getirenlerden,
yardımseverlerden Allah razı olsun, burası olmasa günlerce aç ve perişan gezeriz” diyorlar. Sokakta
kalanlarda, otellerde kalanlarda, orta giyimli ihtiyaç duyanlarda orada yemeklerini hiçbir bedel
ödemeden, sorgu sual olamadan sıraya girip karınlarını doyuruyorlar. Kimse de bir birini
sorgulamıyor. Kem gözlerle bakmıyor. Gayet saygılı ve sıradaki insanlar bir birlerine karşı hürmet dolu
duygularını ve davranışlarını yüzlerine baktığında okuyorsun.
Gelelim sorunun çıkış noktasına! Hatuniye camii vakıflar bölge müdürlüğü tarafından tadilat yapılması
için inşaat ihalesine çıkarılmış. Caminin avlusunda yemek pişirmek adına küçük bir yer derneğe hayır
işi için kullanılmasına ayrılmış. Tadilat nedeni ile pişirme yeri ve yemek için masaların konacağı yer
sorunu oluşmuş. Konu bir biçimde yüreği İzmir’in insanlarına, hayvanlarına, yeşiline ve tüm canlılarına
açık olan, parolası aşk ve sevgi şiarı ile donanmış Başkanına Tunç Soyer’e aktarılmış. Ne yapmasını
beklerdiniz? Hemen benimde yaptığım gibi yerine gidip konuyu insan odaklı şahsen incelemiş.
Meydana bakan İBB sine ait iki katlı bir binayı çorbada İzmir halkının da tuzu bulunsun diye tahsis
yoluna gitmiş. Başta tüm CHP li yüreklerin, erklerin yapacağı gibi o da CHP kültür ve geleneğinin zorda
olana, mağdur olana el uzatmak ve ahdı-vefa örneğini hayata geçirmiştir. Başta tüm Dünya insanları
olmak üzere misafirlerimize de İzmir’in sıcak yüreğini göstermiştir. Yüreği taşlaşanlar bu duyguları
bilemezler.
Önce İstanbul’dan ithal Buca CHP Meclis üyesi Sayın Taner Kazanoğlu olumsuz refleks göstermiş. Bu
dayanışmayı cami yardımı, Türgev ve Ensar vakfına kadar götürmüş! Hatta dernek yönetiminde AKP
meclis üyesi Fikret Mısırlı’nın varlığından yola çıkarak bu onurlu dayanışma ve yardımlaşmaya kulp
takmaya, karalamaya çalışmış olduğu duyumlarımız arasındadır. Sayın Taner Kazanoğlu orasını bir
gidip görseydiniz muhalefet etmeden önce! Tabi bir de İzmir’i bilmek çok önemli, ithal meclis üyeliği
ile ancak bu kadar olunuyormuş demek ki!
Bu arada Fikret Mısırlı tam bir İzmirlidir. Gültepe çocuğudur. Esnaf odaklıdır. Bu işte İzmir odaklı ve
İzmir yüreği ile konuya yaklaşmıştır. Siyasi partisinin gölgesini bile yansıtmamıştır. Bu konuda keşke
herkes böyle bir yüreğe sahip olabilseydi! Bu hizmet her türlü siyasi oluşumun üzerindedir.
Kısaca Hürriyet gazetesinden AKP yandaşı Yalçın Bayer’e gelirsek köşesini doldurmak ve kumda
oynayan çocuklar gibi avucunda bir m…k bulmuş gibi CHP’ye ve Tunç Soyer’e sataşma basitliği yoluna
gitmiştir. Konuyu insan odaklı izlemek ve gözlemlemekten yoksun bir köşe yazısı oluşturmuştur.
AKP’nin yayın organı durumuna gelen Yeni asır gazetesi köşe yazarı Erhan Güleç! te köşe yazısına
İzmir’in Menemen, Gaziemir, Buca ve Karabağlar meclisindeki demokratik oluşumları CHP de deprem
gibi yansıtması da ayrıca son dönemlerdeki gazetenin yayın politikası ile örtüşmektedir.
Kısadan hisse; İBB Başkanı Sayın Tunç Soyer İzmir halkının yüreğini ısıttınız bu uygulamanız ile , böyle
insani dokunuşlara ihtiyacımız var. İBB meclisine” ithal meclis üyesi hariç, oylamaya katılmamıştır” oy
birliği ile dayanışma örneği gösterdikleri için ayrıca teşekkürlerimizi sunarız. İzmir farkındalığı budur
işte.
Soğumuş yüreklere bir nebze sıcaklık verebildiysem ne mutlu bana! Hoşça kalın sevgili okurlarım.
Turan ÇATAL
Araştırmacı ve Yazar
egedeyasam.net
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.