Yerel yönetimleri güçlendirme, yerinde yönetim gibi halkın kültürel ve ekonomik yaşam kalitesini yükseltecek her türlü rasyonel düşüncelerin uygulanmasına kimse itiraz edemez. Sol ve sosyal demokratlar, koşulları bu anlamda doğru yönetmenin en yakın adresleridir.
Eğer küresel sermaye, bu devrimci modeli sahiplenip onu pazarlıyor ise, bir bir yeniği aranmalıdır. Onun tek hedefi sömürgecilik olup, daha fazla sömürmek ve hakimiyetini artırmak için anasını bile her türlü satmaya dahi hazırdır.. Dolayısı ile, burada da, küresel sermayenin, ultra sömürgeci, toplumları yozlaştırarak, halkları onların bu emelleri için verilen emirleri mekânik bir robot gibi yerine getirecek insan yaratma hedefleri vardır.
Emperyalizmin, özellikle İsrail menşeili, siyonizm içerikli politize olmuş küresel sermayenin, çikolata ile kaplanmış zehiri yedirme gayretlerine Türkiye Cumhuriyetinde alet olmaması gereken siyasal yapıların başında, Cumhuriyet Halk Partisi olmalıdır.
Benliğini yitirmiş, kendilerine hasbel kader bilim insanı sıfatı yükletmiş bir kısım akademisyen görüntülü soytarı, onlara partide ulus hedefleri olmayan, kişisel çıkar ve ego hedefleri olan sözde siyasetçi ittifak mensupları, bu ülkede yaşayan Türk içinde Kürt içinde ihanetin adresidirler…
Odağında insan olmayan, insanları birey olmaktan çıkartma, onları emrettiği gibi tüketen, emrettiği gibi üreten birer robot hâline getirme amacı olan küresel sermayenin taşeronluğunu yapanlar, Kürt, Türk, kim olursa olsun bütün insanlarımızın hainleridir.
Türkiye Cumhuriyetinde, kültürel ve ekonomik kalkınma, ulus devleti olmak ile olanaklıdır. Bunun bilimsel olduğunu somut verileri ile açıklamak mümkündür. Kaldı ki ülkemiz ve SSCB, bunun şanlı örnekleridir. Bu iki ülke, ABD ‘de konuşlanmış küresel sermayenin daima hedefinde olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, onlar için yıkılması gereken kaledir.
Şehir parçacıklarına bölünmüşlük, kültürel ve ekonomik ilişkileri kurma kültürüne dahi sahip olmayan, rekabet kültürsüzlüğünün yaratacağı çatışmacı bir yapıda, orada yaşayan halkın hakimiyetinin olmayacağı açıktır.
Kaldı ki, rantabl ekonomik işleyişin ölçek büyüklüğü ve plânlama gibi bir gerçeği vardır. Makro yapılardan mikro yapılanmaya geçmek, ölçek ekonomisinden ve onun plânlama koşullarından vazgeçmek demektir.
Kısacası bölünmek iyi değildir. Bölünmeden bütünün parçaları olmak, o parçalar arasında ki bağları güçlendirerek üreteceğimiz toplumsal faydayı her bakımdan yükseltmek mümkündür.
Bizim global dünya politikamız, merkezinde insan olan, küresel mutluluk yaratmak üzerinedir. Küresel sermayenin global dünya politikası, insanları robotlaştıran, bu robotların eğer biraz kültürel yanı olacaksa, onunda siyonist aroması olmasına yöneliktir.
Hainler bir yerlerde olmaya yakışabilir ve orada yaşayabilirler. Ancak hainler, bu milleti kurtaran, şanlı cumhuriyetimizi kuran partinin içerisine yakışmaz ve orada yaşayamazlar.
Unutmayalım, Türkiye Cumhuriyetinin ilk şanlı on yılında, ülkemiz ekonomik büyümede, ABD dahil, bir çok emperyalist ülkeden daha fazla büyümüştür. Sosyal, kültürel ve diğer alanlardaki yol alma, ekonomidekinden daha fazla olmuştur. Olmuştur ki, iki ayyaş diyen bir kafanın yenilerek defolup gideceği gün yaklaşmıştır.
Hiçbir zaman, Türkiye Cumhuriyetinin toprak bütünlüğü içerisinde, kurucu kimliğe sahip bileşenleri, bilinçli unsurları, son yıllarda onların ultra taşeronu AKP’ nin politikaları sayesinde, bir birlerine daha sıkıca sarılmış olarak, küresel sermayeye ve onların işbirlikçilerine fırsat vermeyecektir.
Kafamıza kazıyarak yazmayı bir kez daha belirteyim ki, küresel sermayenin uşaklığına soyunmuş bir kısım hainler, yolunu şaşırarak Cumhuriyet Halk Partisinin içerisine girebilmiş olabilirler. Zaten Gençliğe hitabede bu bize öğretilmiştir. Onların kısa süre kapının önüne konulacakları da bu ülkenin mutlak gerçeğidir.
EGEDE YAŞAM
Özgür İnternet Gazetesi – Halkın Yanında
egedeyasam.net
egedeyasam.com