Ülkemiz çok tabanlı, çok yönlü ve çok sonuçlu bir yirmi yıl geçirdi. Tabloya mührünü ise, Türkiye Cumhuriyetinin düşmanlığı adına vizyon ve misyon yüklenmişler vurmuş oldu. Onlar, millet aleyhine kafalarına göre dans edip, cirit attılar. İnsancıl değerler adına mikro hacimleri varken, Türkiye Cumhuriyetine kötülük üretme adında da makro büyüklükleri oldu.
Piramidin üzerinde ki çok küçük, öglena karakterli yoz bir azınlık olmalarına rağmen, onlara çok büyük ve onurlu bir milleti suistimal etme, onu her anlamda sömürme, ülkesi ile birlikte geleceğini adeta talan edip yağmalama fırsatı verilmiş oldu…Güçleri buna yetmeyecek kadar iken, bunu başardılar. Onlar, yoğunluklu hainliklerine, yağmaladıklarını da yurt dışına kaçırarak daha yoğunluk kazandırmış oldular. Yani burada bile milli davranmayıp, çaldıklarını da ülkede tutmayarak genlerinin şekillendirdiği karakterlerine uygun bir davranışla, milli servetimizi yurt dışına kaçırdılar. Hava alanların da ki kaçış ile ilgili kamera kayıtları, o karakterlerin şimdilik iş insanı bölümlü, sonrada siyasi bölümü olacak görsel anlatımıdır.
Bu üstün beceri, elbette AKP ve başının, ABD emperyalizmi demiyeceğim, dünyanın geleceğini karartan çok uluslu sermaye şirketleri tarafından tespit edilerek iktidara taşınması, onlara bu hedefte engel olmayacak, hatta katkı sunacak bir muhalefet yapılanması da hediye edilerek başarıldı.
Gelinen nokta, damarlarında alınacak kanları kalmamış bir millet, toprakları kurutulmuş bir ülke, dolayısı ile geleceği karartılmış bir Türkiye Cumhuriyetidir. Elbette cumhuriyetimizi yüce kimliğine kavuşturacak her türlü maddi ve manevi kaynaklarıda vardır. O kaynakları ulus ve dünyamızın güzelleştirilmesi adına kullanacak milli, aynı zamanda enternasyonel yanları olan neferleride vardır.
Bütün bu gerçekler ortada iken, bütün bu gerçeklere zemin hazırlayan iktidara, adeta yancılık ve onunla işbirliği yapan aktörlerden bazılarının da, gelecek adına umut tacirliği yaparak geleceğimizi domine etme çabalarını izliyoruz. Onların, kendi uydurdukları sloganlar ile ahkâm keserek kamuflaj amaçlı davranışları, geleceğe dair tehlike işaretlerini vermektedir.. Aynı potada yerini almış, ulus karşıtı konumlarını sürdürme gayretleri içerisinde olan bu paydaşlar, elbette milletin belleğinde ve takibindedir.
Muhalefet içerisinde de yuvalanmış olan bu maskeli unsurlara, kişisel ikballerini bırakıp, partilerinin kurumsal kimliğine, tarihsel vizyonuna ve misyonuna göre davranmalarını defalarca belirtmemize rağmen, bu yönde bir çaba göstermediklerini, âdeta aynı karakterde oldukları türdeşleri ile yolsuzluk yarışına, rekabetine girmiş olduklarını gördük. Aslında gen benzerliği içerisinde olanlara önemli olan bu öneri veya uyarıların anlamsızlığı da somut, bilimsel bir gerçektir.
Yapay halkçı davranışlar ile ultra halk karşıtı işlerin uzmanlığını yaparak AKP ye hayat öpücüğü konduranların, yarınların iktidarları üzerinde insiyatif sahibi olmamaları için bu günden gerekenler yapılmalıdır.. Çünkü, suç örgütü üyeleri ile birlikte, bir nevi onlara yardım ve yataklık yapanlarında yargı önünde olma gibi bir toplumsal zorunluluğu vardır.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu güne kadar belki hissedilmeyen en önemli bir yanı vardır ki oda, ulus karşıtı işlere karışmış olanları, iktidarda veya muhalefette olma ayrımını gözetmeden not etmiş olmasıdır.
Gelişen dünya koşullarında, yaşanabilir bir evrene koşut talepleri olan toplumsal yapı ile, bunun karşıtı kapitalist çıkar odaklarının bir birlerini dengelenme zorunluluğu, ülkemizde siyasetin revizyonu bakımından, seleksiyonunu dayatmıştır. Kaldı ki ülkemiz de, dengenin tarafları kapitalistler olmayıp, onlardan fersah fersah daha fazla toplumsal çöküntü, maliyet yaratan, yolsuzlukların ürettiği ilkel, melez, hatta piç, yeni yetme, snop sermaye gruplarıdır.
Güncel olarak, geldiğimiz nokta, siyasetin, kökenine uyumlu toplumsal piyasa emirlerine göre şekilleneceği yönündedir.
EGEDE YAŞAM
Özgür İnternet Gazetesi – Halkın Yanında
egedeyasam.net
egedeyasam.com