AKP YARGISI, MUHALEFETTEKİ PAYDAŞLARI ve CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ Murat Bakan’ın HAKKIMDAKİ SUÇ DUYURUSU…
2017 yılının bir gününde iki kibar polis arkadaş,
dönemin kendine özgü işgüzâr bir savcısının talimatı
ile beni gelip evden aldılar. Konu, Süleyman Soylu
ve Recep Tayyip Erdoğan’a güya hakaret içerikli
paylaşımlarım mış..
O gün nöbetçi olan saygıdeğer bir savcı arkadaşa
ifade verdim. Değerli Cumhuriyet savcısı arkadaşın
çay ikramı ile yararlı bir sohbet karışımlı ifade verme
işleminin ardından, izleyen prosedürler ve bir günlük
gözaltı zorunluluğu, sonrasında da başlatılan dava
süreçleri ile devam etti.
Muhatap olduğum sayın nöbetçi C. Savcıcı ve polis
arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyetini temsil edecek
karakterde ve vakarda saygın kişilerdi. Onlar, zamanı
geldiğinde görev yaptıkları kurumların Türkiye
Cumhuriyetinin her zaman emrinde olacağını
kanıtlayacak olan, yurttaşlarımızın güvencesidirler.
Derken hakaret etmediğimiz anlaşıldı ve üç yıl sonra
her iki davadan da beraat ettim. Yani Recep Tayyip
Erdoğan ve Süleyman Soylu davayı kaybettiler.
Hakaret kabul edilen paylaşımlarıma gelince, biri
Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zatın, oturduğu
makam için gerekli olan dört yıllık fakülte veya eş
değeri bir akademik birimden varsa eğer almış
olduğu diplomasını sormam, diğeri ona bahşedilen,
onunda kabul ettiği Yahudi üstün cesaret madalyası
ile uyguladığı politikaların uyumsuzluğu hakkında ki
yorumum iken, bir diğeri de CHP Genel Başkanı Sayın
Kemal Kılıçdaroğlu’nun çocukların ona, samimi ve içten
duygular ile sevgi gösterisine ait bir fotoğrafını konu
ederek, aynı duyguyu hain ve alçakların yaratamayacak
olmalarını belirtmem idi.
Süleyman Soylu ile ilgili olanda, İçişleri bakanlığına
yakışmayan eymeleri, geçmişte Fetullah Gülen hain
örgütü ile ilgili bıraktığı izlenimlere ait yorumlarımdı.
Yargılanmam sürecine, Recep Tayyip Erdoğan’ ın
diplomasına dair kısmı ile ilgili, onunda benzer
beyanları bulunan sayın Prof. Dr. Yusuf Hallacoğlu
hocamda dahil olmak istedi ama, onu yormamak adına
kabul etmedim. Belirtmem gerekir ki Yusuf Hallaçoğlu,
Recep Tayyip Erdoğan’ın mezun olduğunu iddia ettiği
fakültenin dekanlığını da yapmış bir hocamızdır…Bu
fakülteye bağlı iki yıllık meslek yüksek okulları da
vardır…
Bu arada hukuki süreçte yanımda bulunan ve
davalarımı takip eden, değerli Avukat arkadaşım
Kubilay BÜBER’ in yargı yapımıza katkılar sunma içerikli
savunmalarını da belirtmem gerekiyor. Av. Kubilay
BÜBER, DYP’den belediye başkanı olup sonradan Deniz
Baykal marifeti ile CHP’ ye devşirme sağcı ve rantçı,
geçmiş dört dönem Narlıdere, şu anki Konak ilçesi
belediye başkanı, yolsuzluk kökenli imar suçları işleme
alışığı Abdül Batur’ a iki adet hüküm giydirerek, önemli
bir toplumsal görev yaptığı için, ayrıca taktire şayandır.
SÖZDE CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ MURAT BAKAN’DA
AKP’ LİLER GİBİ DAVRANIP, HAKKIMDA HAKARET
İDDİASINDA BULUNARAK SUÇ DUYURUSU YAPMIŞ.
Belliki sıraya, onlarla türdeş olmalı ki Murat Bakan’da
girmiş. Yani bu tiplerle muhatap olmayı gerçekten haz
etmem. Sadece bu bakımdan üzgünüm. Yoksa yargı
sürecine bu siyasi defoluların bir şekilde sokulmuş
olması, şüphe yoktur ki toplumsal fayda sağlar.
Geçen hafta sonu Güvenlik Şube Müdürlüğünden beni
arayıp ifade için davet ettiklerinde, yine AKP cenahı
ile ilgili bir olaydır diye düşündüm. Ancak gittiğimde,
suç duyurusunda bulunanın, CHP İzmir milletvekili
Murat Bakan ile ilgili olduğunu öğrenince güldüm.
Memur arkadaşların daha öncede olduğu gibi, kibar
davranışları ve çay ikramları eşliğinde ifademi verdim.
Onlar ile, ülkemiz ve milletimiz hakkında çok güzel
bir sohbet ortamımız da zaten oldu. Bu tür süreçlerin
böylede bir faydası oluyor.
Murat Bakan, Halk TV’deki, İpek Özbey’in Kadraj isimli
programında konuşurken, İpek Özbey’e ” Murat Bakan,
İzmirde, halkın pazar yerinin AKP yandaşı bir holdinge
peşkeş çekilme sürecinde yer almış bir kişidir. Bu tür iki
yüzlü politikacılar, ülke olarak yaşadığımız sorunların
paydaşlarıdır. ” şeklinde ki görüşümü hakaret kabul
etmiş…
Parti ilkeleri ile davranmayalar iki yüzlüdür. Murat
Bakan, partideki eylemleri, dahil olduğu işler
bakımından parti ilkeleri ile uyumlu davranmamış bir
kişi değildir.
Benim sıradan bir yurttaş olarak, AKP iktidarının
başı ve iç işleri bakanı ile ilgili sorguladığım, ulusal
güvenliğimiz ile doğrudan ilgili olan bu önemli
davaların önemli konuları hakkında, CHP’ li bir
milletvekili olarak Murat Bakan ne yapmıştır, önce bir
oraya bakmak lazım. CHP çatısı altında, bana göre
sözde milletvekilliği yapan Murat Bakan gibilerin,
görevlerini yapmak bize düşmüş ise, onun ve onun
gibilerin milletvekilliği masaya çoktan yatırılmıştır. Tek
başına bu örnek bile Murat Bakan gibilerin milletin
vekili olmadıklarının, olamayacak oluşlarının yeterli
kanıtıdır. Milletin vekilliğini yapmak, milletvekilliği
yemini ile sadece olmuyor. O yemin metninde belirtilen
manevi değerler çok değerlidir ve uyup uymamak,
yeminin sahibinin karaktetini bizlere göstermiş olur.
Eğer yemin metni ile uyumlu icraatlar yapılıyorsa,
Anayasada tanımlı milletvekilliği yapılmış olunur.
Ancak Murat Bakan gibilerin Anayasada tanımlı
milletvekilliğini yapmadıkları, yapamayacakları,
yemin metnine sadık kalmadıkları gerçeği, ülkemizin
içerisinde bulunduğu derin sorunların yaşanıyor olması
ile kanıtlıdır…Mesela Murat Bakan, milletin vekilliğini
değilde, İzmir Üçkuyular’da halkın pazar yerinden
atılarak, o yerin bir holdinge peşkeş çekilmesi adına
halkın yanında olmamıştır. Tam tersine o holdingin
yanında yer alacak izlenimler bırakmıştır ki, onu
önümüzde ki günlerde açıklayacağım.
Yine bu sözde milletvekili olan Murat Bakan, yolsuzluk
yaptığı gerekçesi ile görevden alınan Menderes
Belediye başkanının, alınma nedeni olan beş yıldızlı bir
otel inşaatından rüşvet alma iddiası henüz yeni iken,
her nedense bodoslama sürece hemen dahil olmuştur.
Murat Bakan’ dan başka bir İzmir CHP milletvekili böyle
davranmamıştır. Murat Bakan’ın bu refleksi ilginçtir…
Şimdi Türkiye’de bozulmuş siyasal yapının içerisinde
yer almış, yetersiz muhalefet ve AKP benzeri
davranışlar sergileyerek bu gün AKP iktidarına dolaylı,
dolaysız hizmetlerde bulunmuş olduklarını siyasal
somut verileri ile kanıtlanmış olanların başında gelen
Murat Bakan, siyasal niteliksizliğini konu alan eleştirel
paylaşımımı hakaret kabul etmiş. Bunlar böyledir
işte, birileri onların maskelerini düşürdüğü zaman,
kendilerine hakaret edilmiş sayarlar ki bu çok doğaldır.
Gen ve karakter böyle bir şeydir, ne ise sahibine onu
yaşatır… Murat Bakan’da kendisine yakışanı yaparak,
AKP’ liler gibi davranmıştır..Hakaret etmediğim halde,
tıpkı Recep Tayyip Erdoğan ve Süleyman Soylu gibi
davranmıştır. CHP’de milletvekilliği yapan bir Avukat,
hakareti ayırt etmede kusur yapmaz, yapıyorsa onun
milletvekilliği de Avukatlığıda tartışılır.
CHP ilkelerinden ödün vermeyen halkçı vede
olabildiğince Atatürk’çü devrimci politika tarzımızı,
Murat Bakan gibilerin hakaret sayması, elbette ki
eşyanın tabiatına uygun olma yasası ile de tam da
uyumludur…Bizim ilkelerimiz ile onların ki elbette aynı
olamaz. Bizim insanlığımız, Cumhuriyet Halk Partisinin
ilkelerini kalbimize sapladığı altı ok ile yapılmıştır. Bu
yapıdan ödün veremeyiz, bu güne kadar hiç vermedik,
Murat Bakan gibilerde bu yolda bizim için sinek vızıltısı
olabilir ancak.
Üzüldüm desem yalan olur, hatta halkım ve partim CHP
adınada çokta sevindim. Çünkü bu milletin ve ülkesinin
aleyhinde olanların adresi farklı olsada, benzer
davranışlar içerisinde olduğunun somutlaşmış halini bir
kez daha görmüş oldum. Parti örgütümüze güzel bir
örnek olarak sunacağım bu olgu, adeta parti içi eğitim
işlevini de yerine getirmiş olacakken, parti örgütünün
ve tabanının Murat Bakan gibilerin bırakın CHP’li
olmalarını, parti ve ulus aleyhine davranışlarından
dolayı, CHP’nin kapısından dahi içeri alınmayacak
tiplerdir.
Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu, Murat
Bakan..Davalı olduğum isimlere bakınca, sizlerinde
ülkemizdeki siyasal yapı hakkında bilinci artmış
olacaktır. Muhalefette gözüküp, iktidardakiler ile
uyumlu olanları, onlar yüzünden partinin neden iktidar
olamadığının, AKP gibi Türkiye Cumhuriyetini yıkmak
ile görevli bir partinin yirmi yıl iktidarda kalmasının
bilincine kavuşmuş olunacaktır.
Murat Bakan’ın, iktidar kafası ile davrandığını,
muhalefette iken dahi eleştiriye tahammül
edemediğini, yargıyı AKP gibi anti demokratik karakteri
gereği silah olarak kullanma niyetini ve vasfını
göstermiştir. Onun nasıl bir CHP’ li, nasıl bir demokrat
olduğunu böylece gözler önüne sermiş olduk. Şimdi
sırada onun bu yüzünü daha fazla teşhir ve deşifre
etmek vardır. Bakalım mahkeme sürecinde istinye park
projesinde, Menderes Belediyesindeki konumuna, daha
başla işlerde kimin yanında olmuş, onu göreceğiz.
Murat Bakan, halkın yanında mı olmuş, yoksa halk
karşıtı projelerin tarafımı olmuş onu görmüş olacağız.
Böylece, bilgilerimin kabaca olduğu İSTİNYE PARK
ile ilgili daha derin, daha detaylı bilgileri elde etmenin
nedenleri de doğmuş oldu. Esasen rant abidesi olduğu
ortada olan bu projenin inşa edildiği kamuya ait pazar
yerinden halkın nasıl viyadükler altına atıldığı, Konak
ve Karabağlar belediyesine ait yüzlerce milyon liralık
akaryakıt istasyonu ile yine kamuya ait maliye bakanlığı
binasının yeri ile birlikte bu projeye nasıl peşkeş
çekildiğini başta CHP tabanı olmak üzere bütün
İzmirli daha fazla öğrenmiş olacaktır…Bütün bunlar
olurken, Murat Bakan’ın nasıl davrandığını, partisinin
ilkeleri ile davranıp halkın yanındamı yoksa karşısında
mı yer alıp almadığını da görmüş olacağız…Varsa
bir hakaret, onun kime ait olduğuda böylece ortaya
çıkmış olacaktır. Ben, İzmir halkına hakaret edildiğini,
edenlerin de kimler olduğunu bu vesile ile teşhir ve
deşifre etmiş olacağım.
Murat Bakan gercekten CHP’li, halkçı vede ATATÜRK’çü
bir kişilik olsaydı, İzmir Üçkuyulardaki AVM yapımcısı
firmanın projeyi kamu oyuna tanıtma toplantısına
gelirdi. Ben sıradan bir partili olarak gittim ve üzerime
düşeni yaptım. Bu projenin İzmirlinin başına konmuş
talih kuşu olduğunu söyleyen dönemin Büyük Şehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’da gelmedi. Onlar
gelemediler çünkü kamuoyunun önüne çıkacak yüzleri
yoktu. Halkçı ve halkın karşısına çıkacak yüzleri olsaydı,
tereddüt etmeden gelmiş olurlardı. Demekki halkçı
yüzleri yoktu ama rantçı yüzleri vardı ki gelemediler.
Murat Bakan’ın hakaret kabul ettikleri onlar ile ilgili ” iki
yüzlülük ” tanımım doğru çıkmıştır.
Murat Bakan’ın, parti ilkeleri ile davranmadığı
konusunda, CHP’ den destekte alacağız. Partinin
davaya müdahil olmalarını bu anlamda sağlayacağız.
Dolayısı ile CHP’ nin kurumsal yapısının içerisine
sızmış, ilkelerinden uzak, halk karşıtı işleri için partiyi
araçsallaştırmış kişilerin tespiti ve teşhiri gibi önemli
bir görevi de yerine getirmiş olacağız. Zaten ben bunu
uzun bir süredir yapıyorum.
Değerli dostlar, AKP gönderilirken, kişisel çıkar odaklı
kafa yapısı olan, bu anlamda onun ruh ikizi olma
yoluna girmiş, AKP’ ye yirmi yıl iktidar kalma imkanını
sunmuş Murat Bakan gibilerin, CHP’de olmamaları
gerekiyor. Eylemlerine baktığımız zaman, fazlaca
örnekleri ile AKP ile örtüştüğü için, CHP’ nin ve Türkiye
Cumhuriyetinin siyasal arenasında bulunmamalı
gerekir. Yarın daha büyük toolumsal maliyetler
yaşamamak için, bu günden Murat Bakan gibilerin
etkisiz kılınması gerekiyor ki, onuda yapacağız.
Hem kel, hem fodul özlü sözüne tamda cuk diye oturan
Murat Bakan gibileri partiden tasfiye etmek zorundayız.
Bu olmalıdır, olacaktır da.
NOT : İzmir başta olmak üzere, Murat Bakan hakkında,
bildiğiniz parti ilkelerine aykırı davranışlarına ait
icraatları varsa, tarafıma o icraatları ile ilgili bilgilerin
iletilmesini rica ediyorum.
Tel 0 532 3912501
Cesamin Özkan
EGEDE YAŞAM
Özgür İnternet Gazetesi – Halkın Yanında
egedeyasam.net
egedeyasam.com